Yaz
Kendi inisiyatifimi bir kenara bırakıp seni sevmeye başladım bu yaz.
Her gün bir kahve fincanına sığdırılan onca hikayeleri göz ardı edip,su kadar berrak hayallere sakladım kalbimi.Karmaşık hikayelerin,kitapların hep altını çizilmiş gibi hissettiğim anda karşıma nedense senin çıkışın tesadüfleri hatırlatırken ben kalbimin temizliğiyle avuttum kendimi.Sürekli düşündüğüm kurcalayıcı kimliğimi bir kenara bırakamasam da inanmayı çok denedim.İnan şu satırların bu kadar karmaşık olmasının sebebi ben değil, mutlu sonlara alışılmış bir neslin kopya kağıdı gibi olmamız.İlk kez güneşli günde bir kaç kağıt kitap okudum,bir kaç satır sana yazdım ve aşkı belki şizofren,belki hayalperest,belki de bu kadar mutsuz anlatmak istedim.Eksik bırakılan hiç bir aş,aşk tam anlamıyla tadı vermiyor.Yere göğe sığdıramadığımız onca hatıra bir gün bir mesajla,mektupla,telefonla hoşçakal'a emanet edip yarım bırakıp artık biz yokuz diyebiliyor.Bunlar işte beyni kemiren ve hala güvenemediğim aşk,hatıra,yanlış seçenekler kutusu gibi..
Her düşünceyi şu satırda unutup,bu yaz seni sevmeye başladım.Papatyalardan demetleri az önce kapının önüne koyan,yaramaz çocuklar gibi ziline basıp pencere çıkıp senin yüzünü görmek için yaptığım yaramazlıklar bunlardan bir kaçı.Bilirsin en güzel kalp çocuklarda,en doyumsuz sevgi,merhamet ben seni çocuklar gibi sevmeyi,yaşayabilmeyi umut ediyorum.bağlanmayan bütün cümleler devrik kalsa bile ben çok mutluyum.Kalabalıkların arasında bile gözlerini fark edebilmek,ara sıra rastladığım o duru harflerine ömrümü bağışlayabileceği m kadar zaaflarım var sana..
daha fazla karıştırmadan ortalığı ben yine seni sevmeye devam edeceğim bu yaz;
herkesten habersiz.
Sen yeter ki su ol kurak yüreğime
Sana toprak kokan yine ben olurum...