Yazamamak
Bu yazıya gülerek başlıyorum, çünkü başlığa bakınca, "Madem yazamıyorum, o halde ne yazacağım ben?" demekten kendimi alamıyorum. Ama başlayınca bir işe, yarım bırakmak olmaz şartına uyarak, yazmaya devam ediyorum.
Son zamanlarda, alışkanlıklarımın aksine, yazma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorum. Eskiden asla bırakmayacağım kalem ve kağıda, ya da bir klavyeye, yazmama gerek yokmuş gibi uzaktan bakıyorum. Boş zamanlarımı değerlerdiğim en güzel uğraşım olan şiire bile gitmiyor elim, gitse de ben beğenmiyorum, içime sinmiyor işte. Yine gülesim geliyor, aşağıdaki "Yazacağım" adlı şiirime bakınca. Birkaç gün sonra neler olabileceğini tahmin ediyorum da, aslında hayatımda bu denli karışık olaylara hazırlanırken, yaşadığım duyguları yazmamamı protesto edesim geliyor. Birkaç gün sonra olacakları yazmıyorum değil, yazamıyorum. Esasen, ben bir sürü şey yazmak istiyormuşum da, kendimce o karışık olaylara verdiğim önceliğe kıyamıyormuş gibiyim. Hoş, onları da yazdım ya, neyse.
Ölçüsüz şiir yazıyorsanız, herkeste olur mu bilmem ama, şiirde ölçü kullananlara ufak bir hayranlıkla bakıyorsunuz. Belki böyle yazmadığım içindir uzun zamandan beri, yazamıyorumdur. Belki rakiplerime yenildiğimi düşündüğüm içindir, erken pes etmek gibi. İyi de, benim bu tip kuruntularım yoktur ki. Belki de ele vermek istemediğim arkadaşlarım vardır, belki de yazarsam onları kaybederim. O halde yazmamak daha güzel.
Üzgünüm sayın ilham, size uymayacağım. Orada, bana güvenen insanların olduğu yerde, hiçbir dostumun yüzünü kara çıkarmayacağım. Onların bana olan inançlarını biliyorum ve benim onlara olan inancımın onlar da farkında. Şimdi aklıma geldi de, başlığı acaba güven çelişkisi mi yapsaydım ne? Benim bir çelişkim yok ki. Yeteneğimden de bir şey kaybettiğimi düşünmüyorum.
Hayatımın birkaç gün içinde değişebileceğinin farkındayım ama ben hiçbirini yazamıyorum.
E.N.
20 Şubat 2011
Pazar, 21:05
...............................................................................................................
"Yazacağım"
"Yazacağım,
Esinleniyorum,
İlham perileri başucumda,
Hissediyorum.
Gün batmış çoktan,
Gece ilerliyor.
Radyoda bir şarkı,
Götürüyor beni,
Yazacağım.
Geçmiş geliyor aklıma.
Şimdilerim de var üstelik,
Gözlerimde bir damla,
Yazacağım,
Tutmayın beni.
Gökyüzünü, baharı, gökkuşağını,
Yağmuru yazacağım.
Kuş cıvıltısı mısralarım olacak,
Kış, bembeyaz soğuğunu katacağım,
Ferhat olacak Şirin''iyle,
Leyla ile Mecnun.
Yazacağım.
Ey kahraman Türk oğlu,
Hiç sensiz şiir olur mu?
Kahramanlığını,
Destanını yazacağım.
Anne, baba, abi, abla,
Teyze, hala, dede, torun,
Sevginizi nasıl atlayayım?
Ömrümü ömür yapan sizleri yazacağım.
Hey gidi anadolu,
Yüreği ana dolu,
Babalar diyarı,
Evlat yurdu,
Hikayeni anlatacağım.
Atatürk''ümü,
Ulu önderimi,
Hayranlığımı yazacağım.
Bir Sezen Aksu şarkısı gibi,
Bir Yıldız Tilbe sözü,
Bir ayrılık hüznü içinde,
Mutluluğumu anlatacağım.
Yeşili, maviyi, beyazı,
En çok da siyahı yazacağım.
Asaleti, saygıyı, hoşgörüyü.
Aşık Veysel''den Orhan Veli''ye,
Dostoyevski''den Mozart''a,
Sana sanatı anlatacağım.
Şafağı bekleyen askeri,
Nemrut''ta bitmeyen şafak bekçilerini,
Kıyamet için doğan güneşi,
Hayat ile kaderi,
Makus talihi,
Fakir bir ailedeki o mutluluğu yazacağım.
Gözlerdeki o umutları,
O hüzünleri,
O anlatılamayanları anlatacağım.
Düşünüyorum,
Esinleniyorum,
Yaşıyorum,
İstiyorum,
Kalemim hazır olda,
Ne olursun ilham,
Duy sesimi,
Bekliyorum."
"E.N.
3 Nisan 2010
Cumartesi"
(Bu şiir siirkolik.com 'daki sayfamda da yayınlanmaktadır.)