Yazma Sebebim
Yazmayla tanışmam ilk ajandamı aldığım zamandı.Ne işime yarayacağını dahi bilmeden aldığım o ilk ajandam.Yıllar önceydi,kahverengi deri kaplı o ajanda.Elime günler sonra aldım onu.Madem var birşeyler yazayım diye.Var yazayım diye aldım elime.İlk zamanlar var kullanayım sadece o yüzden yazıyorum sandığım yazılar için kullandığım ajandam,zamanla anladımki yazacağım için varmış.Yani var olduğu için yazmıyormuşum,yazacağım için varmış.Kısa ve saçma dörtlüklerle başladım yazmaya.Zamanla kafiyeyi oturtmaya çalıştım cümlelerde.Cümlelerde kafiyeyi oturtmak için,anlamsız cümleler uzadı gitti.Bıraktım sonra yazmayı,bıraktım uzun süre.Taki yazmaya yeni sebebim olan onla tanışana kadar.Anladım sonra yazmaya sebep lazımmış yazmak isteyen için.Ne kadar yazabiliyorum tartılır ama yazarak anlatabiliyorum kendimi.Herşeye,herkese,herzaman anlatabildim kendimi yazarak.O hariç herkese.Bir o anlamadı beni.O anlamadı ben yazdım.O anlamadıkça ben daha çok yazdım.Anladımki anlamayışının acısıyla yazıyormuşum.Belki de yazmak için en acı sebep acıyla yazmaktır.İstemezdim acı akıtsın kalemim.Yazmamak mümkün,yazdıklarım çözüm değil.Yazmaya yeni sebepler bulana kadar yazmayayım diyor bırakıyorum,kalem bırakmıyor beni.Söz verdim kendime.Yazmak için yeni sebepleri yine yazarak bulacağım.
Yazma sebeplerimizin ortak olmaması dileklerimle.