Yeni Bir Güne Uyanış

Klavyenin başına geçmeden önce, belleğinizde binlerce sözcük yeni bir şeyler yazmak için kıpırdanır durur, tamam oturup yazayım dersiniz birden hepsi uçar gider adeta. Bu güzel bahar sabahında yine başıma geldi, yazmak istiyorum ama ne yazmalıyım diye düşünüp duruyorum.
Ürkeklik parmaklarımda mı, yoksa anılar mı ortada dolaşmak istemiyor doğrusu anlamam zor. Dışarıda harika bir hava var, Akdeniz güneşi, ön balkonumun camlarından yazı makinamın başına müstehzi gülücükler gönderiyor.
Uzun zamandır gri havalara uyanmanın ardından, böylesine ılık bir havada günışığı ile sevişerek, baharı kucaklamanın keyfini çıkarmak istiyorum.
Bir karar vermem gerekiyor, yok yok öyle önemli kararlar falan değil, tüylerini yalayarak güneşin altında yatan bir tekir kedi mi olsam, ya da bu gün çarşamba pazarına giderek, seralardan yeni toplanmış, tezgahlardan insanlara al beni bak ne kadar tazeyim diyen sebze ve meyvalar arasında mı dolaşsam.
Bize ne ya hu diyen sesinizi duyar gibiyim, doğru size ne, zaten ben bu yazıyı siz beğenin diye yazmıyorum ki, bunlar pulsuz mektuplar adı üzerinde, ne postaya verilecek ne de edebi değer bulacak, martı'nın günceleri işte.
Bu gün bir Nisan, insanların birbirlerine şaka yaptığı, değişik efsanelerle beslenip günümüze ulaşan kimilerine göre özel, kimilerine göre de adam sen de bu da tekdüze günlerden biri denecek bir gün.
Her sabah yeni bir güne uyanıyoruz, insanın yaşı ilerledikçe alınan her nefesin kıymeti biraz daha değerli oluyormuş meğer, bu gün de sağlıklıyım yeni ve güzel bir güne başlayacağım diye kendimizi kurgulamak aslında zor gözükse bile imkansızda değil.Yaşamın getirdiği bunca yüke rağmen sana teslim olmayacağım yaşam diyebilmek gerekli sanırım.
Arkama dönüp baktığımda kendimce ne anılar biriktirmişim, masallar, öyküler karışımı bir yaşam ve toplamında koskocaman bir roman çıkmış ortaya, hani klasik söylemdir, dostum, benim hayatım roman derler ya, eh müsadenizle benimki de öyle gibi.
Pulsuz mektuplarda her telden yazılar olmalı diye düşündüm, anılarda yolculuk, sevgi, aşk, ve günlük hezeyanlar ya da iç döküntüleri.
Hoşgeldin bir nisan, bu gün en yeni ve yakıştığını düşündüğüm kıyafetlerimi giyeceğim, sakal traşımı daha bir itinalı olacağım beni sevgiyle sarıp sarmaladığına inandığım bahar güneşimi keyifle selamlamak üzere sokağa çıkacağım.
Merhaba yaşam, merhaba güzellikler, merhaba deniz, merhaba martılar.


1 / NİSAN / 2009
ANTALYA

03 Haziran 2009 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    Merhaba Antalya...da olmalıydı...