Yenilgi Yudumları
Yittiği düşünülen her hayalin bir gün gelip yaşamımızı alt-üst etmesi gerçekten tarifi muhtemelsiz çok hazin bir duygu. Tam her şeyi unutma meyiline gelen beyninizin ve kalbinizin zamanında kurduğu hayallerin bir gün ezilip geçilmesiyle ne kadar da boşluğa düştüğünü kimse anlayamaz. Bu öyle bir şeydir ki, yaşamınızın en kutsal hayali gün gelip karşınıza bir hayal kırıklığı olarak belirir. Üstüne üstlük belli bir zaman sonra en pişkin haliyle karşınıza dikilmesi de cabasıdır. Bundan daha vahim bir durum, bundan daha hazin bir yorgunluk olamaz...
Ruhların bedenlerden daha çok eziyet çektiği yaşamda, bilmiyorlar ki gitmenin bedeli döndüklerinde yalnızlığa mahkum olmalarıdır. Zamanında kırılan kalpler öyle bir dağılmıştır ki toparlamaya ne bir söz, ne bir iyi davranış, ne de kuru bir özür yarar. Hiçbir şey kırılan bir kalbin onarılmasına yetmez, yetemez. Canınızın her yanışında bulduğunuz geçmişiniz sizi öyle bir hırpalar ki dengesizce görünen yaşamın her davranışı sizi boğmaya yeter. Geçmişe lanet yağdırmak veya bildiğiniz bütün bedduaları geçmişe ithaf etmek de yaramaz ruha. İyi gelecek hiçbir şey yoktur ki bize yararı olsun!
Biten her hüznünüzün nefes nefese kaldığı bu mücadelede hep güçlü ve suçlu taraf geçmiştir ve her noktada yaşanmışlıklar bugünü ezip geçer. Koşup kaçmak da çare değildir. Geçmişiniz bir kedinin kuyruğu gibi daima peşinizdedir ve hayal kırıklığı yaşadığınız her an sizin en büyük düşmanınızdır. Öyle ki dayanılmaz yükler de biner omuza zamanla, şu an yaşadığınız hiçbir şeyin tadını alamaz olursunuz. Gözleriniz anlatır bütün buğuyu, anlayan anlar, anlamayan ise tarifzsiz bir aptallıkla izler içten içe çöküşünüzü. Boşluklarla doludur çöküşünüz ve elinizi tutup kaldıracak hiçbir yardımcı bulamazsınız etrafınızda. Hesap etmişsinizdir halbuki böyle olacağını, fakat bu denli çökeceğinizi düşünmemişsinizdir elbette..
Sonuç olarak kırık olan kalbinizi kimse fethedemez. Yalnızlık boynunuzun borcudur. Tek başınalık hayat arkadaşınızdır. Hayal kırıklıkları ise bileğinizde çürümüş bir bileziktir. Midenize oturur yalanlar, boğazınıza dizilir yenilgi yudumları. Hep kendi başınalığın hüznü ile yaşayacaksınızdır artık. Kötü bir geçmiş, iyi bir geleceğe asla yardım etmez. Her hayal bıkkınlık verir artık ve bir daha hiçbir şeyin düzene girebileceğini düşünemezsiniz. Oysa ki siz kuş kadar özgür; bahar kadar beyaz; gökyüzü kadar mavi olmayı istemişsinizdir. Ne var ki kara bulutların akınına uğradığınızda bundan sonra görüp görebileceğiniz tek renk siyahtır!..
(Haydi şimdi koşun yalnızlığa, elinizde kalan tek varlığı da kaybetmeyin/ kaybetmeyelim/ kaybetmeyeyim...)
"Geçmiş, bataklıktır." diyordu bir romanında yazar. Doğruymuş. O bataklığa saplanıp kalmadan anlayamıyormuş insan. Bu sebepten olsa gerek yazınızı zevkle okudum. Hak ettiği değeri görmemiş kendine has bir kaleminiz var, daim olsun.