Yıkık Benin Başkenti

Bir mektup yazdım bugün. Hiç el değmemiş satırlara, hiç gün yüzü görmemiş kelime...lere işledim sensizliğimi. Harap ve bitap aşkların son sözcüğünü en başta söyledim senin için. Çünkü biliyordum, anlıyordum beni hiç ama hiç sevmediğini. Sen hurdaya çektin tüm gemilerimi, sensizliğinse bir çırpıda yaktı geçti hepsini. Benden ve kalbimden ve dahası yeryüzünde bir varlığının da bende olduğundan bir haber sevmeye devam ettin bir başkasını. Benden başkasını...

Bir şiir yazdım bugün. Huzurunda dize getirdim tüm sözcükleri. Gün ve gün köle eyledim sana. Görmedin, duymadın, hiç anlamadın. Sonra yaktı mısralar ağıtımı. Çünkü onlar biliyorlardı, anlıyorlardı senin hiç duymadıklarını. Çünkü onlar görüyorlardı sensizlikten seni çalıp aşkın mapusanesine düştüğümü... Ve sen yıkık benin başkenti ben bu kadar ağır hastasıyken sensizliğinin; nerdeydin, kimleydin, kimindin?

Bir hayat yazmaya çalıştım. Beceremedim. Senden öncesi vardı da, sonunu ben hiç düşünemedim. Başka başka ayrılıklar seyrettim yeni bir aşkı doğuran. Ama hiç birinde başrolü paylaşamadım kimseyle. Çünkü ben, ben... İşte tükendi burada kelimeler. Lügatim yetmedi gerisini anlatmaya. Artık adını da sen koy, A'dan Z'ye tüm harfler senin... Sensizliğinin...

Temmuz/2011

Satır Arası Bir Not: Her şeyin başladığı Seydişehir'e ve her şeyin biteceği Ankara'ya onurla, gururla armağanımdır...

facebook.com/cemreninkaleminden

12 Eylül 2011 1-2 dakika 27 denemesi var.
Yorumlar