Yıldızların Işığında İki Ses ( Biri Ben, Diğeri Her Şey )
Yıldızları okudum.
Ama yazmak, zor...
Bazen kendimden bir parça buluyorum yıldızlara bakarken. Hüznümden midir bilmem konuşmayı özlüyorum onlarla. Küçüklüğümden beri böyle bir huyum vardı. Hemen hemen her gece gökyüzüne bakıp, anlık şiirler dökerdim dilimden, hiçbir şey bulamasam, günümü anlatırdım, öyle güzel dinlerlerdi ki... Hatta bazen bazı kişilere de yıldız gözüyle bakardım. Gökyüzümmüş gibi onlara dönerdim yüzümü, ve ''Bugün yıldızım sensin'' derdim. ''Bugün sana anlatayım...''
Sorardım. ?'Sen bir yıldız olsaydın ben ne olurdum?''
Cevap verirdi, kendinden emin bir şekilde. ?'Sen de içi hayat dolu bir dünya olurdun.''
Yıldızların nasıl oluştuğunu anlatmıştı birisi bana. O an soğudum yıldızların ışığından, çünkü benim hiç öğrenmek istemediğim bir şeydi yıldızların oluşumu. Bu hep bir sır olarak kalmalıydı, en azından benim için... Keşke anlatmasaydı dedim içimden. Yıldızların tüm büyüsü çöktü çocukluğumun üstüne. Bu gerçekten acı bir enkazdı benim için, çocuk yanım için, o yıldızların yerine koyduğum her hayal için.
Yavaş yavaş tükendi geceleri yıldızlarla konuşma alışkanlığım. Ben onlara bakınca tanıdık olmayan yüzlere emanet ettim yüzümü. Yüzüm çok hüzünlendi, ben geceden korkmazdım hiç ama, gece beni korkutmak için elinden geleni yaptı. Bana yıldızların gerçek yüzünü anlatan biricik gökyüzüm, neden susmadı ?
İçimden dedim ki; ?'Bir yıldız olduğunu düşünseydim ömrümde yaşatmazdım seni.''
İçinden dedi; ?'Zaten gideceğim bir gün, unutacağım seni.''
Yıldızların yerine birilerini koymamak gerekiyor sanırım. Önce yıldızların gerçek yüzünü, sonra onun gerçek yüzünü öğrendiğinizde dilinizden dökülmeye hazır şiirlerin tümü, içinizde bir yer bulup mezarları yapıyorlar orayı. Ve o andan sonra döktüğünüz tüm gözyaşları, o mezarın çiçeğine bir kuru su damlacığı oluyor sadece...
Yine de hiç vazgeçmedim, ?'benim dileğimin yıldızı olur musun ?'' diye sormaktan.
Hiç bıkmadı aynı cevabı vermekten. ?'Olmaz. Ben sırf senin dileğin gerçekleşsin diye gökyüzümü terk edemem, senin yıldızın olamam...''
Benim dileğim, onun hep orada kalması olacaktı hâlbuki... Kabul etmedi. Ama yok oldu işte, şimdi nerde ki? Ne yapıyor ki?
Gökyüzümü terk ettiğini ve beni dinlemekten vazgeçtiğini biliyorum artık, en azından. Bazen fazlasını da bilmek istiyorum ama, aklım belki kalbim yetmiyor. Ben ona şiirler yazmayı, ben yıldızıma içimi dökmeyi, ben gökyüzümle hasret gidermeyi gerçekten çok özledim.
Tükenmelerime üzülüyorum bazen. Bir düşü bir yıldıza benzetmek mi daha acı yoksa, bir yıldızı bir düş uğruna öldürmek mi? Bunu gerçekten bilemiyorum. Bu da hayatın bana verdiği son susma hakkıdır belki deyip, yine ve çaresiz susuyorum...
/- Keşke yıldızlara son kez bakmaya cesaretim olsaydı her şeyim...
- Son kez bakabilseydin ne anlatırdın hiçbir şeyim?
-... /
nisan/2011
Büşra'cığım düşünerek okudum yazını..Zaten ya hiç okumuyorum bu yazıları ya da okuyunca çok düşünüyorum..:)
Yıldızlar çeşit çeşit demek ki bu yönüyle de..Sanatçılara yıldız dediğimiz gibi, sevdiklerimize, kalbimizde bir yeri olanlara da yıldızım diye hitap edebiliyoruz..Yıldızların oluşumu kadar ki ben bilmiyorum o kısmını, bizim kaydığını sandığımız halleri de içimizi acıtmıştır daima..Sevdiklerimizde de hezeyan ya da ayrılıklarla bunu yaşarız..Belki artık bizim gökyüzümüzde değillerdir ama muhakkak bir yerlerde ve bizleri izlemekteler..ben öyle düşünüyorum en azından..:) sevgiyle kal..yüreğine, kalemine sağlık can..👧👍👍👍