Yılların Gittiği Yerden Gitsem
Bir de bunu deneyeyim dedim kendi kendime. Bir sonuca varır mıyım bilmem ama yine de ümidimi kaybetmemem lazım. Farkına varmadan saçlarımızı ağartan yılları kastediyorum. Acaba nerelere gidiyor böyle ? Yılların gittiği yerden gitsem, ip uçlarına rastlayabilir miyim ? Bir şey dememesi lazım buna artık. Benden hep bir şeyler aldı zaten bugüne kadar. Belki ben de ondan bir şeyler kopartabilirsem ne mutlu bana. Hiç sanmıyorum ama bunu denemek de yarar var.
Gözlerimden döktüğü göz yaşlarından başlasam diyorum. İçlerinde bazı günlerde sevinçten ağladığım olmuştu mesela. Onları ayrı bir kenara ayırsam. Mutluluğumdu çünkü onlar. Hazır poşeti de getirmiştim. Yıllar, içine doldurmama izin verir mi ? Verir ya, bir şansımı deneyeyim. Geri dönme gibi hiç huyu yok ama, ben onları alıp geri döneceğim evime. Ya da çocukluğumu nerede saklıyor, hangi yerde tutuyor ?Çocukluğumu kurtarmaktan mı başlasam ? Esirse, kötü davranıyor mudur ona ? Misafirse, bitmedi mi daha ? Yanıma yollasa ya... Rüzgar, yerini bilirsen söyle hadi. Çok uzaklarda da olsa onun gittiği yerleri, onun kaldığı yerleri görmek istiyorum bir an önce.
Alnıma kırışıklar verdiğin yeter gayrı. on gün sonra 45 yaşımı bitirip, 46'dan gün alacağım. Sağ olsunlar. Beni hala genç olarak görüyorlar. Pek yaşımı göstermiyormuşum. Ama hakikat bu. Yıllar, duydunuz işte, 34-35 yaşında gösteriyormuşum. Sen ne kadar yaşlandırmaya çalışsan da beni, ben hala gencim genç. Bir de seni bulup o acımasız suratını görsem. Sen yine en iyisini yapıp hızlı bir şekilde ortalıktan tüyüveriyorsun. Anlamadım gitti vesselam.