Yitik Düşler Sokağı
Adam yatagindan dogruldu söyle bir esnedi, kalkti pencereye yürüdü
Cami açti hissettigi keskin bir soguktu. Temizlik görevlilerinin çalistigini gördü ve hayiflandi;
Bir gün benide o çöp kutularindan sonsuza götüreceksiniz.Gece siddetini arttiran kar sokagi beyaz'a boyamisti.Iliklerine kadar hissetti yanlizligi bu bir anlamda güne merhabaydi ,
aslinda onun için bir anlam da ifade etmez olmustu artik.Ufka bakti Kizkulesi'nin o ihtisamli görüntüsü ile karsilasti. Bir nebze sevdiren yasami ona Istanbul olmaliydi.
Döndü mutfaga gitti kahvalti yapmasi için gereken hersey vardi ama bir sey disinda ,yalnizdi yine ve o yalniz kahvalti yapmayi hiç sevmemesine ragmen alismis kabullenmis olmaliydi.Dudaginin kenarinda bir tebessüm belirdi sadece bir anlik ,sonra kayboldu.Aklindan anilar film seridi gibi hizla akip geçti.Demligi ocaga koydu ve lavaboya gitti.Yüzünü yikarken soguk suya ragmen üsümemem hayatin aci gerçeklerinin bana verdigi direnç sayesinde olmaliydi diye düsündü,Aynadaki bu yüz ne kadarda yabanci bakiyordu kendisine, Lanet olsun dedi ben böyle olacak adammiydim?
Kahvalti bitip evden çiktiginda saat 06:10 civariydi.Kapiyi kapadi , nasil içindeki acilari bir karanlik odaya kilitlediyse ayni özenle yapti bunu ve yürüdü karli sokakta.
Bir zamanlar onu kapidan ugurlayan esinin sesini düsledi her adimda anilara sarilarak .
Her adimda birseylerin içinden kopup gittigini hissetti bu duygu ona hiç yabanci gelmedi.
Tam dört yil olmustu o lanet dört yil nasilda izdirap dolu geçmisti hayatindan, sevdiginden uzakta
Bu gün esini kaybettigi o lanet günün yildönümüydü.Her ne yaptiysa içindeki özlemi, aciyi,hasreti dindiremedigi koskoca dört yil , bes olmamali buna artik gücüm yok diye düsündü.
Kösedeki evin kapisi açildi her sabah oldugu gibi iste safiye kocasi halil i ise ugurlamaktaydi ne de özenle düzeltiyordu esinin atkisini ,paltosunun yakasini.Alisageldigi bu sahne bu sabah baska bir koymustu ona, adimlarini siklastiriken yanagindan süzülen bir damla yasa mani olamadi.Bu seramoniyi son defa görüyordu bunu biliyordu ve hiçbir saniyesini kaçirmadan imrenerek izledi.Son defa hayallerini yitirdigi sokagina bir bakis atti aklindan neler ,neler geçiyordu yürüdü sokaktan çikti iskeleye vardiginda ; vapurun gelmekte oldugunu gördü ama daha onbes dakikasi vardi.Turnikeleri geçip o kalabalik los salonda beklemektense biraz daha disarida kalmaliyim dedi kendi kendine bu son seferim.Bir sigara çikaracak oldu paltosunun cebinden, hatta paketi çikardi yakmadi ,aklina rezil ,yalniz gecelerde dumani o köhne evi saran sigara kokulu anlari geldi vazgeçti,Hem bu onu yavas, yavas öldürürdü sinsice kemirerek içten içe ,hem de bu yetmezdi ona
Sadece yolculugunu uzatirdi o kadar.Paketi burusturdu atti bu sahte tesellilere artik ihtiyacim yok diye düsündü vakit bu gündü..Her sabah oldugu gibi kösedeki simitçiden bir simit aldi ve kiyi da beklesen martilara atti yarisini, çiglik , çigliga bir dilim simit kapma yarisini izledi.Yarin sabah bunu yapamayacagi geldi aklina bir donuk bakis atti denize ve yanasmakta olan gemiye; simdi gitmeliydi.
Son jetonunu turnikeye atip geçmesi fazla uzun sürmedi.Itis kakis bindi rampadan gemiye zaten hayat böyle degilmiydi itis, kakis ,kosturmaca,tekdüze.üst kata çikti geminin en ucuna yürüdü, kaptan köskü hemen üzerindeydi altindaysa o engin mavi .Gemide amma dolu bu sabah diye iç geçirdi.Iskeleden agir, agir ayrilirken vapur son defa bakti kiyiya , iste biri daha kaçirmisti vapuru
Yasami boyunca kendisinin bazi seyleri nedense hep kaçirdigi gibiydi sahne .Isyan edercesine hayiflaniyordu ve yaniyordu yasayamadigi güzelliklere.Sert esen rüzgardan mi bilinmez yoksa anilardan mi paltosuna daha bir siki sariliyordu simdi.Söyle bir göz gezdirdi yanindakilere bir satici kiz vardi hemen yaninda karanfil ve gül dolu sepeti kolunda nede sirin di soguktan olsa gerek tikrek bir ses tonu vardi yanaklari al, al olmustu nasilda sevgiyle parliyordu gözleri.Biraz ileride kirk yaslarinda gözlüklü bir adam elindeki gazeteyi okuyordu yapraklari rüzgardan ara sira ters dönüyordu ama umursamaz bir edayla devam ediyordu okumaya, biraz daha yakin bir yerde bir çift bankta sabahin ilk çaylarini yudumluyorlardi. Araliksiz yagan kar rüzgarin etkisiyle daha sert çarpar oldugunda adamin yüzüne vapur kizkulesi'nin yanina varmisti.Buruk bir
His sardi ürperdi o an 7 yil önce böyle bir sehirhatlari vapurunda dalgin dalgin kizkulesi'ni seyrederken bulmustu hayatinin askini bu ani hiç çikmamisti aklindan ne güzel gündü o.
Çiçekçi kiza seslendi; bakarmisin küçük , buyrun dedi kiz , bir gül verirmisin bana ?
Kizdan aldi üzerine kar taneleri ilismis gül goncasini elini cebine atti ne varsa verdi kiza.
Amca dedi kiz bu para çok fazla.Gülümsedi adam hayir güzelim o gül kime gidecek sen biliyormusun onun için paranin hiç önemi yok hadi bakalim hayirli isler dedi kiz ama diyecek oldu adam güldü tamam hadi bir gül daha ver ödeselim.Kiz sirin bir tesekkür ederimle beraber verdi diger gülü ve yürüdü gitti alt katlara.Buncacik çocugun kis kiyamette para kazanma çabasi elim bir olaydi belki ama evet yasamak direnmekti ,yasamak savasmakti ve bu minik yüregin cabasi takdire degerdi dogrusu.Tekrar döndü yüzünü kizkulesi'ne bakti.Paltosunun iç cebinden esinin o son resmini çikardi nasilda gülümsüyordu ona ne kadarda sicacikti resme düsen izdüsümü kadinin.
Evet bu son yolculuk , son seramoniydi resmi öptü ,kokladi kimbilir sevdiginin kokusuna nasilda tutsakti.Bir hamlede asti yaslandigi korkuluklari ve kendini olabildigine mavi düslere birakti.
SENI SEVIYORUM MELEGIM ?SENI SEVIYORUM cümleleri yankilandi.
Bitmisti iste sonunda bitmisti, bu adam ask'a ölümüne tutsakti.....
ILKER PAMUKÇU
DENEMELER 2005