Yok Günü
Bu kez ben iyi ki doğdum sevgilim. Yirmi dört saatin bana kutlanmış bilinmezliği bu yıl da örttü üstümü. Sana doğmadan iyi ki doğdum.
Bir şeyler hissetmeye çalışıyorum, kalbim varlığını hissetsin, kendinde yaşasın istiyorum. His yok. İsteğimin sevilmek değil senin tarafından sevilmek olduğunu fark ettiğimden beri aşk da bana küs. Bu kadar ısrarcı bir yalnızlık hakimi olmaktan ben de usandım.
Gözlerimi sevenler bilmezler gözlerimin seçim hakkı olsaydı tek senin tarafından sevilmeyi ve görülmeyi isterdi, başka kimse görmesin. Aitlik tablosunda düşünü alsın sana, duş alır gibi.
Ben bugün doğdum sevgilim. Sana doğmadıkça neyleyim bugünü? Balonlar kalbimde seninle patlamadıkça neyleyim maytap geçen sensiz günü?
Üfledim. Dilek dilemedim; seni istediğim kocaman dileklerim kadar hak kaybetmiştim. “Sen yalnız bana doğdun, başkasına nasıl iyi ki olabilirsin?” demeni bekledim.
Bugün de ben doğdum sevgilim. Dişlerinin incisinin sebebi olamadım, gözlerinin ışığı da bana hep elektrikler kesikken denk geldi. Hazan’ın başkasına varmak üslubu konuşuyor şimdi.
Ona doğdum sevgilim. Aşk paketini yırtıp sürprizi gibi alacakken beni kalbinden içeri, döndüm son bir kez artıma baktım. Ardımdan… Eksisi ben olduğum sevdanın bir düzine yalnızlığıyla kulaklığımı taktım vedama. Duymadım artık ondan başka.
Beni bana çağırıyorlar, anonsunu duydum yaş pastamın. Bir kez daha yokluğuna üfledim. Varım iyi ki, varlığın yokluğuna iyi ki…