yokluk

Yokluğundan istifade edip zapt etti beni karanlığım, zincirler yetmedi tutmaya; bileklerim çaresiz kaldılar. Kuruntularla dolu gecelerimde adres soracak kimsem olmadı sana ulaşmak için. Büyürken gözbebeklerim, içinin boşluğuna yakındım; kimse duymadı. Bakamadıkça sana ağır geldi her ikisi, köreldim. Yüzümü sana dönmeye çalışırken, nasıl da uzak durmuşum sana... Sen mi uzaktın bana; ben mi yaklaşamadım... Huzuru kaydı birden ömrümün. Uçurumdan düşerken tutunacak bir dal bulamayınca, henüz durmadan kalbinin atışları her şey biterdi ya; öyle bitti yaşama sevincim... Bir el uzatımı ile kurtarabilirdin oysaki... Ama varlığımdan bile haberdar değildin belki... Kaçamak yaşamıştım bakışlarından; dokunursan biter sanıyordum soluk alışlarım... Gücün neye yetmezdi ki gözümde. Bir ah çeksen önünde dağ kalmazdı sanki... Tüm gücünü bende toplamıştın, benimkini de; ama ben sana sakladım hepsini, tanrının emaneti gibi... Başımı her yastığa koyuşumda, her göz kırpışımda sen belirirdin... Sana ulaşmak, sesini duymak, seni görmek için bunların hiçbirine gerek yoktu ki... Yaşamak için bilinçsiz yıktığım tüm hücrelerimde, harcadığım her canlı hücremde senin sesin yankılanıyordu... Tüm yaptıklarım seni bir kere daha karşımda bulmak için sabredişimin sonuçlarıydı... Seni buraya getirecek olan yol benim için sonsuz huzura giden tek yoldu... Anlam yüklemeye çalışmadım, bir hikâyede sen varsan, hikâye başlı başına yaşamanın anlamıydı... İçinde ben olmasam bile, senli hikâyeler yazdım kendimce; ?bu gün okulda birine derin derin bakıyordu, niyeti ciddi miydi bilmiyorum... Belki o da arayış içindeydi...?... nice düşler kurdum sana dair. Yokluğun beni karanlığın içine sürüklese de, hiç vazgeçemedim; ne senden ne de sensizliğimden...

13 Aralık 2008 1-2 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    Belki o da arayış içindeydi..."... nice düşler kurdum sana dair. Yokluğun beni karanlığın içine sürüklese de, hiç vazgeçemedim; ne senden ne de sensizliğimden...

    ne senden ne sensizlikten...

    tebriklerimle...