Yusuf Ve Kuyu

Derin,karanlık,kör bir kuyuya atmışlardı Yusuf'u da, kuyunun âmâlığı geçivermişti hemen.Meğer Yakup'un hasreti misali hasretmiş kuyu da Yusuf'a da, kör oluvermiş onun da gözleri.Meğer özlem denen şey, Yakup'tan önce kuyuyu sarmış.Kuyunun özlemi dağlar kadar olup da sığamayınca sinesine, volkan gibi patlamış da kör edivermiş gözlerini.Yusuf kör kuyularda demeleri ondandır.

Yusuf'a kavuşunca onu hasretle kucaklamış, bir de gözlerini sürmüş de Yusuf'a, açılıvermiş gözleri yeniden.Ama, açılmasıyla Yusuf'un nûru gözlerine çarpmış da, yeni baştan âmâlaşmış kuyu.Gam yememiş ama.Görmüş ya Yusuf'u bir kez, sarılmış ya sıkı sıkı, kokusunu çekmiş ya içine, varsın bir daha hiç görmesinmiş gözü.Varsın hep kör kuyu desinlermiş ona..

Kuyu böyle sevinciyle sarhoş ola dursun, şaşkınmış Yusuf.Bu derece hasretle beklendiğine şaşıp kalmış.Şaşmış da, kuyunun deli sevincini seyre koyulmuş.Sonra sonra alışınca kuyudaki bu hale, kaldırıp da başını gökyüzüne bakmış.Gökyüzünde Ay'ı aramış.Aramış da, Ay Yusuf'u farkedince onun yüzündeki güzelliği görüp de kendi çirkinliğindne utanmış.Utanmış da saklanmış kalın bir bulutun arkasına.Yusuf anlam verememiş Ay'ın bu davranışına.Hani bir de çocukmuş ya, cümle mahlukâtın farkında olduğu güzelliğinin bir o farkında değilmiş.Ondan bu denli şaşırmış kuyunun ve Ay'ın hallerine...

Nûrundan apaydınlık olan kuyuda bağdaş kurup oturmuş.Sonra sıkılıp da kuyunun köşesine doğru yürüyünce ordaki ufak su birikintisinde görmüş cemalini de, kendi cemalinden hicap duymuş.Bakamamış kendine.Utanmış da ağlamış sabaha dek, o da kuyu gibi kör olmak istercesine..

10.04.09/22:15
ZİFİRİ

05 Temmuz 2010 1-2 dakika 5 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar