Zalim Dünya
Dünyayı yaratan yüce rabbimiz dünyayı ve içindekileri en güzel bir şekilde yaratmış.
Bu yaratıklarının içerisinde de insanı en kâmil bir şekilde yaratmış ve kâinatı insanın emrine vermiştir. ?Yiyin, için fakat israf etmeyin' buyurarak sayısız nimetlerle mükâfatlandırmıştır.
(etinden, sütünden faydalandığımız hayvanlar, meyvesinden yaprağından, kökünden, odunundan faydalandığımız, ağaç ve yeşillikler, yeraltındaki hazineler su, maden ve doğal kaynaklar, dağlar, taşlar vs.)
İnsan olarak bizler verilen bunca sayısız nimet karşısında ne yapıyoruz?
Kur'an ın diliyle ?Ne kadar da az şükrediyorsunuz' ayetine tam muhatap olmuşuz. Hem de az şükretmekle kalmayıp, son hızla isyan etme yolunda gidiyoruz. Yüce rabbimizin yapmayın buyurduğu emirleri hiç duymamış gibi yapmakla meşgulüz.
Dökülen kan ve gözyaşı dereleri, ırmakları doldurup denizlere akıyor ne yazık ki.
Daha anne karnındaki günahsız, masum doğmamış bebeklere hayat hakkı tanınmamış, gelecek neslin yaşamı şimdiden elinden alınmış. İnsan öldürmek hem de toplu katliamlar bir sivrisineği öldürmek gibi sıradan görülmüş. Yani insanlık ölmüş ağlayanı yok. Zulüm yapan dünya değil ne yazık ki insan. En güzel şekilde yaratılan insan en vahşi hayvanların bile yapmadıkları fiilleri işleyerek hayvandan aşağı duruma düşmüş.
Güç bende, bu dünyanın sahibi de benim der gibi... Kendinden olmayan, kendi gibi düşünmeyen zayıf, zavallı insanlara hiç acımadan, onların malına, canına, petrolüne, yeraltı kaynaklarına saldırmakla, onları aç susuz bırakmakla, yurtlarını işgal ederek cezalandırıyor. Onların kanından ve canından beslenen canavar olmuşlar. Bu mu insanlık, bu mu medeniyet, bu mu demokrasi, bu mu gelişmişlik? İnsanları evinden, yurdundan etmek, onları rahat bırakmamak hangi insanlık? Yoksa insanlık aç olan insana ekmek yerine, silah satmak, su yerine bomba atmak mı? Kardeşi kardeşe kırdırmak ne? Bunca zulmü desteklemek, sessiz kalmamak mı insanlık?
Hayır! Ne yazık ki insanlık bu olamaz. İnsanlık zayıfı korumak, düşeni kaldırmak, kendisi için istemediğini başkası içinde istememektir. İnsanlık sevmektir. Yaratılanı yaratandan dolayı hoş görmektir. İnsanlık yaratılan herkese insan olsun hayvan olsun bütün mahlûkata faydalı olmaktır. İnsanlık gelecek nesle iyi, güzel, kavgasız, savaşsız tertemiz bir dünya bırakmaktır.
Eğer bu güzellikleri devam ettiremezsek bizde kendimize bir ?dur' deyip kendimizi o en büyük hesap günü gelmeden hesaba çekelim. Soralım kendimize bu dünyamı
Zalim yoksa insan mı? Peki, biz neresindeyiz bu zalimliğin? Bu zulümlerin bitmesi, akan kan ve gözyaşının dinmesi için biz ne yapıyoruz? Elimizden hiç bir şey gelmiyorsa dua ederek destek verelim mahzun ve mazlum kardeşlerimize...
Adaleti dünyadan beklemeden biz götürelim adaleti dünyaya. Başkalarından yardım beklemeden biz yardım edelim dünyaya. Faydalı olmak için gayret edelim insanlığa.
Unutmayalım dünya ve dünyadakiler bizden çok şey bekliyor. En önemlisi insan olmamızı bekliyor, insanca davranmamızı bekliyor.
Dünyaya ve içindeki yaratılmışlara zarar vermeden koruyup, örnek insan olmayı bekliyor.
Bir günü diğer gününe eşit olan aldanmıştır buyuran yüce peygamberin sesine kulak verip' ?İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır' müjdesine ermek için çalışalım.
Zavallı insanların eline silah yerine ekmek-su, bıçak yerine kalem, savaş yerine çiçek sevgi ve kardeşlik verelim. Sevelim sevilelim bir olup, bir olan Allah'a alnımız ak, yüzümüz pak gidelim. Hesabını veremeyeceğimiz işlerden uzak duralım. Almayalım mazlumun ah'ını. Olmayalım zalimin yanında. Sığınalım zalimin zulmünden yüce Allaha. Faydalı olmak için çalışalım insanlığa...