Zaman Dünyada Kurulmak İstenen Korku İmparatorluğunu Yıkma Zamanıdır.

--- Tarihe şöyle bir baktığımız zaman, her alanda gelişmelerin önderliğini yapmış bir Milletin evlatları ve devamı olarak bu gün ise gelinen noktanın ve nasıl bir oluşumun içerisine hapsedildik ve neden böyle oldu diye düşünmeden insan kendisini alamıyor. Geçmişte Türk adının geçtiği her yede bir saygı duyulan bir Millet var idi. Peki Şimdi bu böylemi dün düşmanları tarafından dahi saygı gösterilip korkulan bu Millet maalesef artık kendisi korkar hale getirilmiş durumdadır. Ne acıdır ki artık kendi yurdunda dahi seni korku imparatorluğuna mahkum edenler seni korku imparatorluğuyla yönetmek isteyenlerin çıkardıkları bazı yaslarla artık neredeyse, Türküm demek dahi suç sayılır hale gelmiştir. Okullardan Çocuklara Ne mutlu Türküm demek ve varlığım Türk varlığına armağan olsun sözü dahi yasaklanmıştır, Türküm Doğruyum çalışkanım sözünden rahatsız olanlar senin Türküm demeni yasaklamışlardır.

-- Halbuki Cumhuriyeti kuran ve sömürü düzenini yıkan ve bu kutsal vatanı da bizlere emanet eden, Büyük Önder Atatürk bu cumhuriyeti kurar iken devletin yapısının ünite bir devlet olarak belirlemiş ve asıl sahiplerinin de Türkler ve bu vatanda yaşayan tüm insanlar olduğunun da altını çizmiştir.
Ve görüyoruz ki Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinde, Yahudilerin ve de İngilizlerin hiç ama hiç bir şekilde etkileri görülmüyor vede etkileri de yok. Atatürk, kendi Milli ve manevi değerler üzerine inşa-etiği bu vatanı bir korku imparatorluğu olarak kurmamıştır. Çünkü onun döneminde ve kurulan Cumhuriyette hukuk hakimdi ve endişe ve itaatkarlık kaygısı ve endişesi yoktu.

---- Cumhuriyet Dönemini ikiye ayırmak gerekirse Atatürk dönemi ve sonrası demek sanırım yanlış olmaz. Birinci Dönem Atatürk dönemi: Bir Milletin Millet olarak ve Komşuları tarafından hasta adam denilmesine rağmen yıkılmış yakılmış ve kendi içerisinde yetiştirilen hainler ve alçakların da ihanetiyle saldırıya uğramış bir milletin küllerinden yeniden doğup dünyada hayranlık uyandırarak ve eşi ve benzeri görülmemiş, çalışkan kendisinden emin siyasal ve sosyal ve ekonomik gelişmede azimli ve hırslı bir Genç Cumhuriyet dönemi diye biliriz.
- İkinci dönemin ise tam tersi bir durum teşkil edecek şekilde karşımıza çıktığının alenen şahidi durumundayız.

Bu durumun birinci sebebi, kukla durumundaki korkak, basiretsiz ve yeteneksiz devlet adamları ve siyasi liderler iken; ikinci ve en önemli sebebi, bir takım misyoner ve siyonist faaliyetler sonucunda dünyaya salınan, korku paranoyasıdır, toplumsal korku sendromudur.

--Peki biz ne zaman bu Hale geldik ve küçüldük? Ne zaman büyüyeceğiz tekrar? Onu da ben bilmem; büyüklerim bilir der bizim halkımız!

----Şimdi de ben soruyorum! Kürşad 40 yiğidiyle Çin sarayına girerken acaba hiç düşünmüşmüdür ben 40 kişi ile bu koca Çin'e ne yapabilirim diye! Alparslan Bizansa kafa tutarken ve Anadolu'ya girerken koskoca Bizans'a karşı ne düşünüyordu! Fatih fethedilemez, fethedilmesi imkânsız denilen Kostantina'yı zapdederken ne düşündü!

---Peki ya Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk yedi düvele meydan okuyarak vatan topraklarını ve Anadoluyu savunurken ne düşünüyordu! Onlar Türk'tüler ve Türk gibi hareket ederlerdi. Yani onlar asıl güç olan cesarete sahiptiler... CESURDULAR!
--- Çünkü Atamızın dediği gibi muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Zaman ABD kim İsrail kim siyonistler de kim deme zamanıdır, zaman korkuyu defetme zamanıdır, zaman korku imparatorluğunu yıkma zamanıdır, zaman cesaretini toplayıp, ?'NE MUTLU TÜRKÜM'' deme zamanıdır!
--- Selam ve Dualarımla. Olmaz ve Olamaz Türk'e Baş Türküm Diyemeyen-den vede demeyen den. Vesselam..

14 Mart 2015