Zaman ve Ramazan

"Zaman, iki hareket arasındaki süredir. Hareket ve maddenin nesnel hali zamanla belirir. Zamanın olmadığı yerde, nesnellikte yoktur! Bu nedenle zaman cismin kesinlikle belirleyici faktörüdür. Hareketin hızı zamanın da hızıdır." der bilim çevreleri. Ayrıca, zaman, ezel-başlangıç ile ebed-son arasında düz bir çizgidir ifadesi de kesinlikle yanlıştır. Zaman, uzay gibi eğrilebilir-katlanabilir-genişleyebilir, daraltılabilir bir yapıdır. Dolayısıyla "an" denilen en kısa zaman birimlerinin oluşturduğu geniş bir hayat olgusudur zaman. Bu yüzdendir ki, çok kıymetli bir nimettir. Yaradan tarafından bize tevdi edilen zamanı iyi kullanmamız gereklidir. Hatta onu iyi kullanmakla mükellefiz. Çok güzel bir söz vardır bu konu ile ilgili Tagore'a ait "Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır" diye... Gerçekten öyle zaman bütün doluluğu ile yaratılmış ve insanlığın hizmetine verilmiştir. Bu nimeti iyi kullanmak kişinin elindedir. Allah'u teala tarafından dünya'ya gelen her insana iki emanet verilir. Birincisi sağlık, diğeri zaman. Bu konu ile ilgili olarak şöyle buyrulur; "İki nimet vardır ki, insanların çoğu kıymetini bilmez de aldanır: Sağlık ve boş vakit.'




İşte bu sermayemiz, kartopu gibi eriyen bir sermayedir. 'Hayat, dönüşü olmayan bir yolculuk, akıp giden bir sudur.' Bir nehirde, aynı suyla iki kere yıkanmak mümkün olmadığı gibi, bir zaman dilimini de iki kere kullanmak mümkün değildir. Bu katı gerçek bizi 'An bu andır, dem bu demdir.' sırrına götürür. Geçen geçmiş, gelecek de henüz gelmemiştir. Öyleyse kullanılabilir sermayemiz, sadece içinde bulunduğumuz ândır. Şu halde bütün mesele bu 'ân'ın rıza-yı ilahî'ye en uygun, yüzümüzü en çok güldürecek bir meşguliyete harcanmasıdır. Biz insanlar biraz sıkıştığımız zaman hemen topu zamana atarız. Feleğe ağzımıza geleni söyleriz. İşte bu yönüyle bizim dikkatimizi şöyle çekmektedir Peygamber Efendimiz.



'Allah Teala buyuruyor ki: Ademoğlu dehre söverek bana eziyet verir. Halbuki ben dehrim (zamanın yaratanıyım). Her şey benim elimdedir. Geceyi, gündüzü ben idare ederim.'



Bu ayetin açıklamasında şöyle demektedir Yüce Peygamber Efendimiz;



"Sizden biriniz zamana sövmesin, çünkü zaman gerçek fail değildir. Zamanı yapan Allah'tır. Bu musibetleri başınıza getirdiğine inandığınız zamana sövdüğünüzde, Allah'a sövmüş olursunuz. Çünkü musibetleri başınıza getiren zaman değil, Allah'tır. Cenab-ı Hakkın ?Ben zamanım' demesi ise, ?Ben zamanın sahibiyim' manasındadır.'



Zamanın da kendine ait önemlilik dereceleri vardır. Daha açık bir ifade ile söylersek; Kıymeti bakımından diğer zamanlara üstünlük sağlayan zaman dilimleri vardır. Mesela, gün içinde ibadete ayrılan ve Kul'un Rabbine iltica ettiği an'lar,diğer an'lara göre daha kıymetlidir. Yine Hafta içinde Cuma günü diğer günlere göre daha kıymetlidir. Rabbimiz Kitab'ı mucizul beyanda şöyle buyurur "Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmetli] olan aylardır. [Tevbe 36] Bu aylar(Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) ile üç aylarıdır. Bu üç aylar kameri aylardandır.(Recep,Şaban,Ramazan) diğer aylara göre daha değerlidir. Burada bir ay var ki dikkatimizi hemen çekiyor. Recep ayı hem haram ayların içinde var hem de mübarek üç ayların içinde. Bu yönüyle diğer aylardan daha üstündür. Ayrıca içinde iki önemli gece (Regaip ve Miraç) barındırmasıyla da diğer aylardan farklıdır. Yine önemli bir nüans daha var. Recep ayına denk gelen Regaip gecesi, Cuma akşamına denk gelmesiyle derecesi daha bir artmaktadır. Bu yüzden Recep ayını ve Regaip kandilini çok akıllıca idrak etmeliyiz. Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve 'Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir' diye dua ederdi. Evliyanın büyüklerinden Mısri Zinnun Hz derki; Recep ay'ı tohum ekme, Şaban ay'ı sulama, Ramazan ise hasat ayıdır."



Ramazan ayı 'ayların efendisi'dir.


Ramazan ayı 'Kur'ân ayı'dır.


Ramazan ayının 'başında rahmet, ortasında af, sonunda cehennemden azad vardır.'


Ramazan-ı Şerif'in ilk orucu, o güne kadar olan geçmiş günahları affettirir.


Yine Peygamber Efendimiz bir kaç hadisinde şöyle buyurur;

Kim Ramazan ayını ihya ederse, geçmiş günahları affolunur.
'Kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan ayının gecelerini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affolunur.' (Buhari)


'Beş vakit namaz (birbirine), bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan ayı diğer Ramazan ayına hep kefarettir. Büyük günah irtikab edilmedikçe (işlenmedikçe)aralarındaki günahları affettirir.' (Müslim, Tirmizi)


Ramazan ayında 'cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır.

Ramazan ayında 'Cennet Ramazan ayına mahsus bir şekilde süslendirilir.

Ramazan ayıda hususen her gecesinde 'dualar kabul olunur.'

'Ramazanda Allah'ı zikreden bağışlanır ve Allah'tan isteyenin isteği geri çevrilmez.'(Taberani, Beyhaki, İsbehani)

'Aziz Celil Allah, Ramazan ayının her gecesinde üç kere şöyle buyurur:

'Hiçbir dilekte bulunan yok mu ki, onun dilediğini vereyim? Hiç tövbe eden yok mu ki, onun tövbesini kabul edeyim? Hiç günahının bağışlanmasını isteyen yok mu ki; onu bağışlayayım? Yokluk bilmeyen zenginden, zulmetmeyen vefalıdan kim borç etmek ister?'

Daha sonra şöyle devam etti:

'Aziz Celil Allah, Ramazan ayı günlerinin her iftar saatinde, bir milyon kişiyi cehennemden azad eder ki; bunların hemen hepsi de azabı hak etmiştir...' (Beyhaki)



Ramazan ayı aylar arasında vücut içinde'kalp'gibidir.

Ramazan ayı insanlar arasında'peygamberler'gibidir.

Ramazan ayı beldeler arasında'Harem-i Şerif'gibidir.

Ramazan ayı, oruç tutanlara 'şefaatçi'dir.



Tüm dostların mübarek Ramazan Ayı mübarek olsun.

04 Temmuz 2014 5-6 dakika 54 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Recep Ayı, Şaban Ayı ve peşi sıra gelen mübarek Ramazan kasvet içinde ki daralan ruhumuzu yapacağımız ibadetler ile bir nebze de olsa ferahlatır. Fitre, zekat ve tuttuğumuz oruçları Allah makbul eylesin diyelim. Madem bizlere cennet kapıları açılıyor, bizler de gariplere, zorda olanlara hem yüreğimizi hem de sahip olduğumuz varlıkların en azından bir kısmını açalım. İnşallah bu Ramazan Bayramına'da sağ salim ve sıhhatli bir şekilde ulaşırız. Güzel bir yazı kutlarım Selim bey içtenlikle...👍