Zamana İnat Sevmeler
Zamana inat sevmeler, zamanı alt üst eder. Dünün bu günün ve sonraların sevdan olur, zaman bile nerede duracağını şaşar kalır her anın o olur. Zamana inatsa sevmelerin yelkovan misali dönüp durursun simsiyah bir çember içinde tüm yaşamın; simsiyah çemberden olur tüm yaşanmışlığın... Birkaç nokta parlar durur uzakta sen yaklaştıkça noktalar uzaklaşır... Noktalar uzaklaşır... Tam parlamaya başlayınca çemberin kalbindeki diğer noktalar ayaklanır; sürükler bir biri ardına seni. Bu kovalamaca da hep noktalar kazanır...
Zamana inatsa sevmelerin hayatadır tüm meydan okumaların... Ne kadar daralırsa döngü çemberin, aslında aldatan ne çemberdir ne zaman aldatmacaları yaşatan illa ki kutsal bir emanet gibi koruduğun sevdandır...
Zamana inatsa sevmelerin ne noktalar ne çemberler seni korkutur. Eğer ki yıllarca çatlamamışsa dudakların susuzluktan, bundan sonra da korkma çatlamazlar; eğer yıllarca bir selama hasret kalmışsa yüreğin bundan sonra hiç selamı gelmezse ne yazar...
Zamana inatsa sevmelerin, hoyrattır yüreğin en şereflisinden. Ezilmez... İncinmez... Kaçmaz... Yaralamaz... Ağlamaz... Boyun eğmez... Yüreği kordandır ama alevlerinde kimseyi yakmaz... Yanar durur bir başına çaresiz kaldığını anlarsa da yine bir başına yüreğini alevlerden alır kendi elleriyle... Eleri de yanar kavrulur. Gönülden dile köprüsü yıkılır; elleri kalem tutamayacağını anladığı anda kendi elleri, yüreğinin kalemini kırar... Kalemler kırılır... Zamana inat sevmelerin öyküsü artık yazılamaz ve zamana inat sevenler zamanla avunur...
Hepimiz yel değirmenleriyle savaşan Don Kişotlar değil miyiz? Zaman yel değirmeni ve biz bir şeyler için ona karşı savaşıyoruz. Kaybedilecek bir savaş bu, en nihayetinde... Fakat insan hırslıdır böyle. Vazgeçmiyor. Belki de onu kıymetli yapan da bu... Tebrikler.