Zamansız Gelen Acı

Sıcak bir Haziran ayıydı.Aras ÖSS sınavına girecekti.Sabah büyük bir heyecanla uyandı ve güneşe karşı derin bir nefes çekerek,bir yılın emeğinin karşılığını almak için kendisine söz verdi:
' Artık hedefimi gerçekleştirme zamanı ve üniversiteye giriş için son adımım.Başarmak için her şeye sahibim ve hazırım'
Son kontrollerini yaptı ve yanında götüreceği her şey hazırdı.Evden çıktı durakta otobüsü beklemeye başladı.Sınava bir saat vardı.Aras'ın heyecanı artıyor ve içinde canlandırdığı yalnızca kendisinin rol aldığı filmi adeta yaşıyor,iliklerinde hissediyordu.Nihayet otobüs geldi.Sınava Marmara Üniversitesinde girecekti.Otobüse bindi ve her zamanki gibi telefonundan kendisine özgü müzik tarzıyla oluşturduğu şarkıları dinleyerek yola koyuldu.Zaman git gide daralıyor ve içinden gülümseyerek geleceğini hayal ediyordu.Sınavın yapılacağı kampüse geldi. Sınıfı aramaya başladı.Artık her anlamıyla hazır ve kendini zinde hissediyordu.Sınav başladı ve zorlu üç saat Aras'ı beklemekteydi.Süreç iyi gidiyordu,sorular tam da istediği gibiydi.Aras'ın heyecanı git gide azalıyor ve çözdüğü sorularında verdiği özgüvenle tekrar kendi filmini kafasında canlandırmaya başlamıştı.Beş dakikalık bir hayal yolculuğundan sonra tekrar sınava konsantre oldu.Sınav bitmişti ve Aras artık gönül rahatlığıyla dışarıda kuşlar gibi uçmaya hazırdı.Sınav çıkışında arkadaşı Mutluhan arabasıyla Aras'ı almaya geldi ve sahile gitmek üzere yola koyuldular.Üsküdar'da çok güzel bir lokantada oturdular ve eskilerden muhabbeti açarak,İstanbul'un eşsiz manzarasına karşı geçmişi ve geleceği ele almaya başladılar.
Aras'ın geçmişe dair yaşadıkları,genç yaşta kaldıramayacağı acı deneyimlerle dolu bir hayattı.Fakat o yılmadı ve hayallerine sımsıkı bağlanarak sabırlı bir şekilde çalıştı.Aras,uzun boylu,kahverengi gözleriyle etrafındaki insanlarla çabuk ilişki kuran,sempatik kişiliğiyle insanların kalbinde yer edinmeyi başaran bir insan.Bundan bir yıl öncesiydi.Okulunun bitmesine iki ay gibi bir süre vardı.Hem okuldaki sınavlarına hazırlanıyor hem de ÖSS sınavına çalışarak ikisini bir arada yürütmeye çalışıyordu.Nisan aylarından Perşembe günüydü.Beden Eğitimi dersi vardı ve Aras'ta basketbolu çok sevdiği için arkadaşlarıyla basket oynamaktaydı.Aras yine her zamanki gibi klasını döktürüyor ve adeta resital sunuyordu.Beklenmeyen öyle bir olay yaşandı ki,bu olaya şahit olan insanlar gözlerine inanamadılar.Aras tam potaya smaç basmak üzere yükselirken bir şeyi fark edemedi.Potanın bir demiri tutmuyordu.Aras birden dengesini kaybetti ve iki bileğinin üzerine düştü.Yerde öylesine acı içinde kıvranıyordu ki sol bileğini ve sağ kolunu kırmıştı.Gözlerinden yaş gelmiyordu ama acı içinde ayağa kalkmak için kendinide zorluyordu.Bayılmıştı ve arkadaşları hemen öğretmenlerine haber verdiler.Edebiyat hocaları Rahmi Bey arabasıyla hemen Aras'ı hastaneye götürdü.Ameliyata aldılar ve Aras'ın bilinci yerine gelmiş hala acılar içinde beklemekteydi.Doktorlar kırık kolunu ve bileğini üç saat başarılı operasyondan sonra alçıya aldılar.Bir gün hastanede kalacaktı.Annesi bir dakika olsun gözünü kırpmadı ve oğlunun o halini gördükçe içi paramparça oluyor sürekli ağlıyordu.Aras'ta o gece pek uyuyamadı,okulunu ve ÖSS sınavını düşünmekteydi.Sabah babası geldi ve Aras'ı hastaneden taburcu ettiler.Yapılan alçı bir ay kalacaktı.Bir hafta kadar dinlendikten sonra tekrar ders çalışmaya başladı.Bir yandan dershanenin soru bankalarına çalışıyor bir yandan da okuldaki arkadaşlarından bilgi alarak sınavlar için ön hazırlık yapıyordu.Bir ay göz açıp kapayıncaya kadar geçti.ÖSS'ye de çok kısa bir süre kalmıştı.Aras'ın alçıları çıkarıldı fakat kolunu ve bileğini kullanabilmesi için iki hafta gerekiyordu ve fizik tedavi bölümünden destek aldı.Haftanın üç günü doktora gidiyor,egzersizlerle güçlendirme çalışması yapılıyordu.Fizik tedavideki egzersizler sonuç vermeye başlamıştı ve tam anlamıyla olmasa da elinden geldiğince hareket ettirebiliyordu.Arkadaşlarının okuldaki sınavları bitmiş,Aras ise çalışmalarını tamamlamış ve artık sınavlara giriyor okulunu bitirmek istiyordu.İki hafta sınavlarına gidip gelerek en sonunda,o süreci elinden gelen gayretle bitirdi.Şimdi bu yıl ki son hedefi vardı.ÖSS'de iyi bir puan almak ve üniversiteye girmekti amacı.Sınav Pazar günüydü.Aras Cumartesi gününü arkadaşlarıyla eğlenerek geçirdi moral depoladı.Gece yastığa başını koyduğunda yine aynı heyecanla yanıp tutuşuyordu.Gün geldi ve Aras sınava gitmek üzere yola çıktı.Açıkçası pek umudu yoktu ve son iki ay doğru düzgün çalışamadı.Sınavı yine iyi geçmişti fakat istediği bölümü kazanabilcek miydi bunu zaman gösterecekti.ÖSS bitmiş ve Aras artık yaz tatiline giriyordu.Bir ay sonra sınav sonuçları açıklanacaktı.Bu arada Aras lisedende okul altıncısı olarak çıkmıştı.Bir anlamda onun için kazanç denilebilirdi.Sınav sonucu açıklandı ve Aras 296 puan almıştı.İstediği bölüm Kocaeli Üniversitesi Reklamcılık bölümüydü.Bir tercih yaptı ve sonucu beklemeye başladı.Yaz tatili de güzel geçiyordu ve arkadaşlarıyla Çınarcıkta her gün eğleniyor,gününü dolu dolu yaşıyordu.Tercih sonuçları açıklandı ve Aras ne yazık ki istediği bölüme giremedi.Bir sene daha hazırlanmaya karar verdi.Artık yavaş yavaş yaz sonu geliyordu ve Aras hayatının belki de en büyük acısıyla karşı karşıyaydı.Bileklerini kırmış ve yeteri kadar hayatını olumsuz etkilemişti.Ama böylesi yaşanacak gibi değildi.Aras'ın annesi Çınarcıkta yazlıklarında evinde temizlik yaparken birden fenalaştı ve çok şükür ki bir şey yoktu.Doktora götürmeye çalıştılar fakat inat etti bir şeyim yok diyerek reddetti.İki gün geçmeden gece saatlerinde birden fenalaştı ve hastaneye kaldırdılar.Hastaneye gitmeden ambulansta çoktan son nefesini vermişti.Sadece babası biliyordu.Evde Aras ve abisi,ablası telaşlı bir bekleyiş içerisindeydiler.Babası bir saat sonra eve geldi ve kötü haberi söylemeye çekiniyordu ama söylemek zorundaydı.Kelimeler ağzından çıkarken umut azalıyor ve gözyaşları sel olup akmayı bekliyordu.Aras haberi alınca öylesine yıkıldı ki dünyası karardı orda donup kaldı.Yere diz çöktü.Çaresiz bir şekilde bu kadar acıyı kaldıramayacağını düşündü,hayatı bir film şeridi gözünün önünden geçti.Canını,hayattaki en önemli varlığını,yaşam nefesini kaybetmişti.Ağlamaya çalışıyor fakat ağlayamıyordu içine gömülmüştü acısı.Gece boyunca ailesinin ağzını bıçak açmadı.Herkes bir köşeye çekilmiş kara kara düşünüyordu.Can dostu Mutluhan da ailesiyle kalkıp sabahın erken saatlerinde Çınarcık'tan kalkıp İstanbul'a geldiler.Öğle namazından sonra toprağa verilecekti.Vakit sanki ilerlemiyor insanlara acı çektirircesine durmuştu.Aras ve ailesi gelen ziyaretçileri ağırlıyor taziyeleri kabul ediyorlardı.Mutluhan da gelmişti.Aras onu görür görmez sımsıkı sarıldı ve içindeki acının verdiği kor ateşle haykırmak istiyordu.Öğle namazı vakti geldi ve hep birlikte namazı kıldıktan sonra Aras'ın annesi için düzenlenen cenaze namazına katıldılar.Ebedi yolcuğuna uğurlanacaktı artık.Annesi omuzlarda son yolculuğuna uğurlandı.Aras kendisine söz verdi.Kendisi için,annesi için üniversite okumaya yemin etti.Hayatından hep bir parçayla eksikle yaşamayı öğrenmeye çalışıyor,günlerce onun özlemiyle yanıp tutuşuyordu.Gözleri doluyordu onu her aklına getirdiğinde.
İşte böyle bir zamanda Aras ve Mutluhan saatlerce sohbet ettiler,eskiyi yad ettiler.Aras'ın yine gözleri doldu ama bu kez sevinç ve hüznün bir arada yaşandığı bir duyguydu.Mutluhan yine her zamanki 'Kişisel Gelişim Uzmanı' gibi can dostunu teselli ediyor ve geleceğe dair güzel günlerden bahsediyordu.Yemekleri bitmiş ve akşam oluyordu.Lokantadan sonra sahilde turladılar boğazın eşsiz manzarası kendini göstermeye başlamış içlerindeki coşkuyu gözlerinde yaşıyorlardı adeta.
Yaşanmışlığın verdiği tutkuyla hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeyen Aras hedefine ulaştı ve İstanbul Üniversitesi Maliye bölümünü kazanmıştı.Şimdi önünde zorlu bir süreç onu bekliyor ve hayata gülümsüyordu.

29 Mart 2010 7-8 dakika 7 denemesi var.
Yorumlar