Zamansız Zaman

Gemiyi en kısa sürede limana yaklaştırdım sanıyordum. Gemi batmış, liman yok olmuş, yüreğimdeki aksaklıklar attığım adımlara da yansımış. Sana dedim, hep sana dedim zaman!

Bu kadar çabuk geçme. Öfkeliyim, bitiğim, yalnızım, derbederim, merak ederim gelip geçen o vefasızı... Sana dedim, bu kadar çabuk geçme. Hangi yalnızlığımın sigarasında söndürdüm bomboş geçen günlerimi? Onun için bir şeyler yapmak istedim, onun amacı ben değildim. Yaşamaktan önce o gelirdi, sonra bir de baktım ki; kahrolası bir divaneyim.

Sana dedim, bu kadar çabuk geçme. Eğer akıp gidiyorsan, yakaladığımız sevinçler olsun. Hay aksi!
Hiçbirini tutamadım ki... Okuduğum kitaplar, yazdığım kitaplar, attığım kahkahalar da yalan oldu.
Biri var ki, beni benden aldı, kendimi unuttum. Fena tosladım, öyle mi? Oysaki o hayatına devam ediyor.

Benden geçme zaman. Benden ona devretme kendini. Ben daha seni yaşayamadım ki. Saat de takmam. Bir de bakarım akşam, sonra bir de bakarım ki gece, sabah, öğlen derken...

Ne çabuk mevsimler yarışır oldular? Ama daha yeni âşıktım ben. Körpeydim. Umutlarım da vardı.

Buradan sonrasında bize çıkış yok. Delip de geçme zaman, delip de geçme. Saatim vardı, aklım üşenirdi yazmaya, saat beni ben geçerdi çoğu zaman.
Eti de kemik geçerdi ya, çocuksu masallarda kaldı artık onlar... Geçiyorsan, unutmayı da hatırlat arada. Ben kendimden başka her şeyi düşünür oldum. Kendimi unuttum. Bana, beni hatırlat zaman...

Yarın da bensizlik mi çalacak kapını? Peki ya ben... Ona adadığım şarkılar? O hiçbirini dinlemiyor, beni okumuyor, öyle değil mi?

Daha yeni âşıktım. Çırılçıplaktı duygularım, heyecanlarım vardı. Yaşamayı öğret zaman.
Bu kadar da çabuk geçme. Gençliğimi çaldın, izin ver; ben de senden bir şeyler çalayım.
Do-re-mi... Notalarını buldum zaman; benden kaçtın zaman zaman, sonra buldun sevenleri.
Bilemedin, oysaki en çok seven bendim. Aldanmak yok zaman, senden alacak çok şeyim var, çaldığın sevinçlerim gibi...
O yâre selam söyle. Yüreğinden çaldım, gemiyi de buldum, yeniden yaklaştırdım yüreğimdeki limana...

Rıhtımda mavi şapkalı, sürekli o şapkayı takan, ama sonra da unutan bir kız vardı dersin. O hatırlamaz. Sahi, o mavi şapkalı kızı görmüş müydü ki?
Üç ?S' biriktirdim ikimiz için. Sövmek, sönmek, sevmek... Hangisini istersin zaman? Artık ben ısmarlayacağım, sen seçeceksin. Elimizde kalanlar bunlar.
Söven ben olurum, seven de... Sönen sen olursun, saatleri paramparça edip, bütün kavramları değiştirdim mi tamam!

Hay aksi! Yine sen kazandın. Zaman, eti kemik geçmezdi hep. Acıları da çeyrek geçerdi. Acılarımı dövdün ustaca. Sevinçlerimi sökül haydi!
Zaman, sevdiğimi de aldın benden. Daha ne bekliyorsun, haydi!

08 Mart 2013 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar