Zâti'eyle Gel Gazeline -1

eyle gel bin pâre cânâ sine-i yüz sad çâkimiz
şad u hürrem olsun açılsın dil-i gamnâkimiz

zâti


***

eski zamanlar, sevgiliye olan hoşnutluk ne kadar da yüce birşeymiş... ne olursa olsun ona olan bağlılık tıpkı gemici düğümleriyle sağlamlaştırılmış, ruhun en yüksek mertebesinde ondan uzaklaşmak istememişizdir.

zâti ki 16. yüzyılda yaşamış bir esnaf... latifkar bir kişi... sadece bir beyitiyle bile akıllarda kalabiliecek bir kişi aslında...

"eyle gel bin pare" : bin parça eyle öyle gel diyor daha beytin başında... bir istek bu... Gönülden, aşkın sesinden çıkıveren bir istek. niye mi istiyor bunu? aşkın gözünde; gözünün bebeğinde, bin parça olsa, onu bin parça görüverse... her baktığı yerde aşığın bir parçası... bu boş bir istek değil. şimdiki gibi maddi bir şey olmasa bile manevi bir istek... Tabi bu istekler genelde Tanrı'ya yapılır. Tanrı'ya yapılan istekler ne zaman gerçekleşir bilinmez ama; muhakkak gerçekleşir... Sevgiliye olan bu istek tıpkı Tanrı'ya yapılan istekler gibi... Belli bir zaman içerisinde beklemiyor. Eyle gel bin pare... Pin parça eyle gel ki o zaman kendimi değerli göreyim karşında...

Beytin devamın da ise gelmesi istediği yerin "cânâ"... olduğunu görüyoruz. "Cân"... Orda neler var neler... Biricik aşkın tüm hissi orda... Biricik sevgilinin dokunduğu kirpikleri, kaçırdığı bakışları, aklın alamayacağı tüm gizem orda... Tanrı'nın var ederken beşeriyata yüklediği nur orda... Bu can, bu kalp öyle boşluk ki bin parça edeceğini istese bile, senin aşığının farkında olmanı ister hep... Dualar eder, dualar süsler bu kalp, işte o zaman tecelli eder hem Tanrı hem sevgili...

yüz sad çakimiz... işte burda anlıyorsun, sevgiliden neden bin parça etmesini istediğini... Çünkü sevgili zaten yüz parça etmiş gönlü... beni, onlara ( diğer aşıklarını)... niye farklı olmasını niye farkında olmasını burada giziliyor işte... Çünkü onlar gibi oyüz parça ettikten sonra nasıl inandırabilir svdiğini... O 10 kat fazlasını istiyor... kim istemez ki...


Hiç birşeydir yani, bu sevigilinin sevgisinin yanında...