Zile Basıp Kaçmak

Okumadan önce gözleri kapatalım. 0-14 yaş arası olan mahallemizi hayal edelim. Binaların dizilişi sırası ve sokağın biçimi çok önemli.2. basamak çocuklar yani o dönemki arkadaşlarımız.

Bizim mahalle enteresan bir yerdi. Sümüklü kızlar, saçları jöle içinde ve ahenksiz , ayakkabıları sarı , pembe , mor, turuncu gibi renklerde olan türk zenci modundaki kara 'bebe' lerle doluydu.

Düşünün ki o mahallede tek normal kişi babam. O da sonradan etkilendi. Herneyse şimdi birkaç kişiyi tanımlamadan geçemiyeceğim. Doktor bir ablamız vardı, bahçesine sürekli topumuz kaçardı. Bahçesi çok kıymetliydi ama mahallede o sadece öyle düşünüyordu..Bahçede bir zerdali ağacı ve laleler vardı. Gerçi o lalelerin soğanını ilk biyoloji dersimde omurilik soğanıyla karıştırmaya başladım. Ya gerçekten bildiklerimiz gerçek değilse leğen kemiği kadınların çamaşırı astıkları o koca kapları sıkıştırdığı yere deniyorsa geçelim bu konuyu çok konuştuk. Artık sus tıp !

O doktor ablamızı mahallece gidip ziline basıp kaçardık. Çünkü yapmamız gereken en kurumsal etkinlikti bu zile basıp kaçmalar.
Kurumsal tabiî ki yanlış duymadınız.Ben süreyi kullanmayı öğrendim. x mekanında y mekanına formüldeki t'yi kısaltmayı öğrendim.x=v*t x hiç değişmedi.Ama hayallerimiz gün geçtikçe 'v' sinden kaybetti.Ters orantı ile 't' arttı.Hep bize öğretirler iken mesela 't' yi etkileyen faktörlere sigara eklemediler.Ama ben bilimsel evreleri tamamlarken bunu deneyimledim.Gözlem ile başladı her şey.Bu gözlem zile basıp kaçarken tüm dersleri uygulamalı öğretti...Mesela mehti, kuddusi cankutay koşarken gülüyorlardı ben gülemiyordum.Çünkü zile bastıktan sonra kaçamıyordum.Bu benim tüm fiziğimi değiştirmişti.Hacı rıza amcaya yakalanırsanda kimyanı değiştirirdi.Yaptığımız düşününce edepsizlik ama kardeşim düşününce müzikten öte götüremiyorduk müzik dersini.Başka enstürümanlar istiyorduk. Ben olayı zil çalarak geliştirdim.Ritimlerim bile vardı.Sincan'da 9-8 lik ritim olması gerekirken sincanda 9. Katı olan apartman yoktu.Hangi dersi istersen zile basıp kaçma etkinliğinde girebilirdin.İş eğitimi vardı mesela.Al sana iş işte.Bize hep yamuk top veren Selim bakkala dersini vermem gerekiyordu. Bu iş eğitimiydi.Her Cuma kapısına cumaya gittim geleceğim not= selim yazardı.Bende ona bu yamuk top vermesinden kaynaklı cami itibarını kaybettirdim.Caminin kapısına işe gittim ikindiye geleceğim.Not= selim bakkal yazmıştım.Artık oda zil takıp oynasın.Bşleki onunda kapısına o süzme mahalle çocuklarıyla gider ziline basarız diye düşünüyordum.

Bu kadar kolay anlatılacak iş değildir.Bu zor görev hep bana kalmıştır.Zilden basma evresi içimde oluyordu.Deyim yerinde eteklerim zil çalıyordu..Deyim yerindeymiş bu cümleme yakıştı gibi.

Hayatın her uygulaması yapılabilir zile basıp kaçarken ama zamanında kıymeti bilinmeli.Keşke hep zile basıp kaçacak yaşta olsakda,hayallerimiz o zaman ki gibi büyük olsa.

Gözümüz tok olsun ki , karnımız zil çalarken biri gelip içimizi kandırıp oyun oynamasın.

15 Ekim 2011 2-3 dakika 39 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Mahalleler küçüktü eskiden apartamanlar dört beş katı geçmezdi, zile basıp kaçsanda çoğu zaman hoş görürler, en fazala balkondan terlik fırlatırlardı. Şimdi onların hiç biri yok, o hoşgörülü insanlar kayboldu, elli daireli yetmiş daireli apartmanlarda birbirimizin suratını günlerce görmeden yaşıyoruz. Kimin ziline basıp da kaçacaksın, kimi öyle hoş görülü bulacaksın?👍