Zormuş Gidişini Kabul Etmek...

Öyle bir gidişti ki gidişin yetmedi inkarlarım. "Hayır" dedim gitmedi, gidemez...

Benden başkasını sevemezsin sandım. Soranlara "hayır gidemez o benden" diyerek kendimi avutmaya çalıştım.

Hep hayırlar vardı cümlelerimde, hep inkarlar...

Sonra sana o kadar çok kızdım ki nasıl yaptığını, nasıl beni böylece bıraktığını anlayamadan.

Arkandan cümleler kurdum çok çeşitli. Canımı yakan sana, öfkemi anlatamadım sana. Sensiz kalmanın acısını ne kadar çok haykırsam yüzüne anlayamazsında...

Çünkü sen hiç kalmadın öylece bir başına ...

Gel seninle bir anlaşma yapalım sen gel geri ben de affedeyim seni. Sen akıttığım gözyaşının hesabını öde bana.

Ya da sen nasıl istersen öyle olsun, yeter ki gel. Gözlerini ayırma benden, sadece sen temas et tenime.

Sadece sen ol Kaderimde...Gel yeter ki, bir antlaşmaya bağlayıp eskiye dönelim...

Tam bir Araf'tayım şimdi. En dipte, en sonlarda.

Ne ağzımı açıp konuşabiliyorum, ne de gülümseyebiliyorum. Hem bu kadar uzak hem de bu kadar yakın olmak zorunda mısın bana? Hem Azrailim hem mutluluğum olarak amacın ne???



Şimdi unuturum diyorum, belki bir gün bir yerlerde unuturum öylece. Belki o zaman kurtulurum beni yakan bu ateşten.



Ama şimdi ben seni nasıl unutayım ki Birtenem... Sensiz aldığım her nefes zoruma giderken nasıl yok sayayım seni.

Şimdi kabullenme zamanı sanırım gittiğini. En ummadığım bir anda gittiğini bilme zamanı. Beni böyle bir başıma bıraktığını hatırlama zamanı sanırım. Herşeyi kabul edip susup öylece sevme zamanı...



Şimdi vakit ayrılığı kabul etme zamanı ve seni sensiz yaşamanın sırası...

25 Şubat 2011 1-2 dakika 76 denemesi var.
Yorumlar