Gevheri'nin Hayatı ve Eserleri
Gevherî, 17. yüzyılda yaşamış olduğu tahmin edilen bir Türk halk ozanıdır.
1- Gevheri’nin Hayatı
Doğum ve ölüm tarihi ile ilgi olarak kesin bir bilginin bulunmadığı halk ozanları arasında yer alan Gevheri'nin 17.yüzyıl itibariyle dünyaya geldiği sanılmakta olup doğduğu yerin ise Kırım bölgesi olduğu tahmin edilmektedir. 17.yüzyılın ikinci yarısından itibaren ün kazanmaya başlayan Gevheri, çeşitli mecmualar içerisinde kendisine yer edinmeye başlamış olup hayatına dair kesin bulguların olması doğum zamanın aynı yüzyılın ilk döneminde olduğu görüşünü desteklemektedir. Bir şiirinde kullandığı ifadeler nedeniyle esas adının Mehmet olduğu şeklinde düşünceler bulunan Gevheri ile ilgili olarak Kırım bölgesinde doğmuş olabileceğine yönelik düşünceler Mehmet Fuat Köprülü tarafından ortaya konulmuştur. İstanbul ve Bursa gibi şehirlerde belirli zaman dilimleri içerisinde yaşamını sürdüren Gevheri divan katipliği görevini üstlenmiştir.
Medrese eğitimi alarak kendisini geliştiren halk ozanı, eserlerinde aruz ve hece ölçüsünü farklı dönemlerde tercih etmiştir. Şair ve hattat Bahri Paşa ile yakın ilişkiler içerisinde bulunan usta sanatçı, aruz ölçüsü kullanarak oluşturduğu eserleri ile ön plana çıkmaktadır. Şam ve Bağdat gibi yörelerde çeşitli devlet görevleri üstlenen Gevheri, ülkenin çeşitli yerlerinde yaşamını devam ettirmiş olması sebebiyle geniş kitleler tarafından oldukça kısa süreler içerisinde yoğun bir ilgiyle karşılaşmış ve adeta halk ozanı niteliğine sahip olmuştur. Rumeli bölgesinde bulunduğu zaman dilimi içerisinde Eğri Kalesi bölgesinde şehit düşen Ahmet Ağa için bir mersiye ortaya koyan sanatçı ile ilgi olarak yapılan araştırmalar doğrultusunda uzun bir yaşama sahip olduğunu söylemek mümkündür.
1730 ve sonrası döneme kadar yaşadığına dair izler bulunan halk ozanı, musiki alanına da ilgi göstermiş ve kendi adını taşıyan makamın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Fuzuli başta olmak üzere alanında uzman sanatçılardan etkilendiği açık bir şekilde görülebilen Gevheri farklı kategorilerde pek çok eserin ortaya çıkmasına katkı sunmuştur. Aruzla divan, müstezat, türkü ve koşma gibi farklı sanat dallarında ozana ait eserleri görebilmek mümkündür. 17. Yüzyıldan başlayarak 18.yüzyıl içerisinde toplumu etkileyecek bir öneme kavuşan sanatçı ortaya koyduğu sanatta dil ve anlatım niteliklerinin kaliteli bir hal alması hususunda medrese eğitiminin birçok yararını görmüştür.
2- Gevheri'nin Edebi Kişiliği
Eserlerinde Arapça ve Farsça kökenli kelimeler ile birlikte anlatım biçimlerini yoğun bir şekilde tercih eden Gevheri, diğer ozanlara göre halk şiiri alanında ortaya çıkardığı eserlerde bile oldukça ağır bir anlatım dili kullanmasıyla dikkat çekmektedir. Özellikle koşma ve semai alanında başarı eserler ortaya koyan Gevheri, halk söylemlerinden çok değerli kesitleri Edebiyata ilgi duyanların hizmetine sunmuştur. Divan alanında gazel ve müstezat eserleri ile dikkat çeken sanatçı, Bektaşi muhibbi tarzını benimseyerek eserlerini oluşturmuştur. Terkip, tamlama ve mecaz gibi sanatsal unsurları eserlerine yansıtan sanatçı Anadolu haricinde Rumeli ve Azerbaycan gibi bölgelerde yaşayan topluluklar tarafından da ilgi görmüştür.
İfade etmek istediklerini kolay bir tarzda ortaya koyma amacı güden halk ozanının bazı eserleri üzerinde yapılan incelemeler doğrultusunda kafiye ve ölçü gibi hususlarda birtakım hatalar yapabildiğini söylemek mümkün hale gelmektedir. Bazı dönemlerde aynı konulara nüfuz ederek kendini tekrar etme durumu ile karşı karşıya kalan sanatçının almış olduğu eğitimler ve kendine özgü tarzı, onu diğer ozanlardan farklı kılan özellikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiirlerinde kullandığı hitap biçimleri ile dikkat çeken ve bazı kesimler tarafından asker şair olarak nitelendirilen sanatçı, toplumun içinde bulunduğu sosyal durumları da eserlerinde aktif bir şekilde değerlendirmiştir. Birçok eserinde aşk temasını öne çıkaran Gevheri, zamanının ötesinde eserler ortaya koyması ile Edebiyat dünyası içerisinde kendisine yer edinmiştir.
3- Gevheri'nin Öne Çıkan Eserleri
1928 yılında edebiyat tarihçisi niteliğine sahip olan Sadettin Ergün tarafından yürütülen çalışmalar doğrultusunda eserleri bir bütün halinde derlenen sanatçı ile ilgili olarak 1958 yılı içerisinde Mehmet Halit Bayri de bir çalışma yapmıştır. Halit Bayri tarafından hazırlanan ve ‘’Gevher-i Hayatı ve Eserleri’’ ismini taşıyan oluşum da halk tarafından beğeni ile karşılanmıştır. Yaktı Beni Aşk Oduna O Yanmaz, Hey Ağalar Bir Sevdaya Uğradım ve Ey Efendim Bana Bir Meylin Var İse gibi şiirleri toplum tarafından rağbet gören Gevheri ile ilgili olarak araştırmacı yazar unvanına sahip olan Şükrü Elçin tarafından 1987 yılı içerisinde birtakım çalışmalar yürütülmüştür. Sanatçının eserlerini birçok mecrada görebilmek mümkündür.