Tahir İle Zühre
Zamanın birinde çok ihtişamlı bir padişah varmış. Bu padişahın dünya kadar malı ve mülkü varmış. Padişahın bir türlü çocuğu olmazmış. Padişahın çocuğu olmayınca padişah kendini eğlenceye verir. Günlerden bir gün padişah ile veziri bir çarşıda dolaşırlar. Çarşıda murat dileyen bir dilenciye rast gelirler. Padişah o dilenciye para verir. Padişahla vezir çarşıdan ayrılıp bir bahçeye giderler, orada bir dervişe rastlarlar. Padişah dervişten padişahın (kendisinin) gönlünden geçenleri bilmesini ister. Derviş hem padişahın hem de vezirin çocuğunun olmadığını ve onların evlat hasretinde olduklarını söyler. Derviş cebinden bir elma çıkarıp ikiye parçalar. Bunu yedikleri takdirde vezirin bir oğlu padişahın da bir kız sahibi olacağını bunların birbirlerini seveceğini söyler. Ayrıca bunların mutlaka birbirleriyle evlenmeleri gerektiğini onlara tembih eder. Akşamleyin padişah bu elmanın bir yarısını vezire verip diğer yarısını yer. Vakti zamanında dervişin söylediği gerçekleşir ve padişahın kızı olur ismini Zühre; vezirin de oğlu olur ismini Tahir koyar.
Zühre Tahir ile birlikte büyür. Eğitimlerini aynı yerde sürdürürler. On yaşına geldiklerinde Zühre Tahir'e âşık olur. Bir gün Tahir uyurken Zühre onu öper. Tahir buna çok kızar çünkü kardeş olduğunu zanneder. Bu öpme işi bir daha gerçekleşince Tahir Zühre'yi döver. Zühre de Tahir'in ona âşık olması için dua eder. Tahir böylelikle Zühre'ye âşık olur. Zaman geçtikçe bunların aşkları katmerleşir. Sazlarını ellerine alıp birbirlerine türkü söylemeye başlarlar.
Padişah, kızını Tahir'le evlendirmenin zamanı geldiğini karısına söyler. Karısı da kızını padişahın oğluna vermek ister. Tahir bu arada iki kara köpeğin kendisine saldırdığını rüyasında görür. Padişahın karısı kocasına iksirli bir şerbet içirir. Bu şerbetten sonra padişah Tahir'den soğur ve onu kovar. Tahir ile Zühre aşkla şevkle bağlılıklarını devam ettirir. Padişah Tahir'i Mardin'e sürer.
Tahir'in, Mardin'de zindanda iken ettiği dua kabul olur. Hızır gelip onu zindandan kurtarır. O günden beri Tahir ile Zühre gizli gizli buluşup âşklarını yaşarlar. Bir Arap köle bunları görür ve padişaha haber verir. Padişah da üstü açık bir sandığın içine Tahir'i koyup Şat suyuna bırakır. Şat suyunun yanında başka bir padişahın sarayı daha vardır. Bu padişahın üç kızı vardır ve üçü de Tahir'i sevmektedir. Tahir, buradan kaçar. Zamanla Zühre'nin evleneceğini duyar. Kadın elbisesi giyen Tahir düğüne gidip kendini Zühre'ye tanıtır. Bir sonraki gün ikisi anlaşıp hamama gitmek bahanesiyle kaçmayı kararlaştırırlar.
Kadın kılığına giren Arap köle bunları görür ve padişaha haber verir. Padişah Tahir'den Zühre'yi anmadan türkü söylemesini ister fakat Tahir bunu başaramaz. Bunun üzerine Tahir'in boynunu vurmak ister. Tahir de namaz kılıp dua eder ve derhal ölür. Zühre, Tahir'in öldüğünü duyunca aklını kaçırır. Tahir'in mezarına giden Zühre de Allah'a ruhunu alması için dua eder ve duası kabul olup teslim-i ruh eyler. Arap köle de bu arada kendini öldürür. Padişah pişman olur fakat iş işten geçer.
Zamanla Tahir ile Zühre'ye mezar yapılır. Arap köle ikisinin başucuna gömülür. Mezarın yanından geçenler Tahir'in mezarının üzerinde kırmızı bir gül fidanı; Zühre'nin de mezarı üzerinde beyaz bir gül fidanı görürler. Arap kölenin mezarının üzerinde de kara bir çalı yeşerir. Çalı, her sene baltayla kesilmesine rağmen yine çıkar.