Ünlü Şairlerden Kış Temalı Şiirler

— min. okuma: 6-7 dakika
Ünlü Şairlerden Kış Temalı Şiirler

Kış şiirleri, kışın insanların yaşamına ve dünyaya olan etkisini anlatan şiirlerdir. Kış, insanlar için soğuk ve yağmurlu bir mevsimdir ve bu mevsim insanların yaşamında bazı değişikliklere yol açar. Kış şiirleri, bu değişikliklerin insanların duygularına ve düşüncelerine nasıl yansıdığını anlatır. Kış şiirleri, insanların kış mevsiminde duygusal olarak nasıl değiştiğini ve bu değişimin insanların iç dünyasına nasıl yansıdığını açıklar. Kış şiirleri, insanların kış mevsiminde duygu ve düşüncelerini ifade etme yollarıdır.

Sizler için dünyaca ünlü şairlerden kış şiirlerini derledik.

Bir Kış Gecesi - Robert Burns

Bir kış geceyi, soğuk ve karanlık,
Rüzgarlar esti, yağmur yağdı,
Yüreklerimizde umutsuzluk,
Rüzgarlar esti, yağmur yağdı.

Bir kış geceyi, kar yağdı,
Dünyayı beyaz bir örtü kapladı,
Yüreklerimizde sevinç doldu,
Dünyayı beyaz bir örtü kapladı.

Bir kış geceyi, gel de bize dokun,
Yüreğimizi ısıt, gönlümüzü aç,
Bizi mutlu bir yuva bulmaya götür,
Yüreğimizi ısıt, gönlümüzü aç.


Kışın Ölümü - Edgar Allan Poe

Kışın ölümü, gel de bize dokun,
Yüreğimizi soğut, gönlümüzü sıkıştır,
İçimizdeki ateşi tüketmeyin,
Yüreğimizin yanık yüreğiyle dokunun.

Kışın ölümü, gel de bize dokun,
Söndürün içimizdeki ateşi değil,
İçimizdeki düşleri büyütün,
Yüreğimizin yanık yüreğiyle dokunun.

Kışın ölümü, gel de bize dokun,
İçimizdeki ateşi tüketmeyin,
İçimizdeki düşleri büyütün,
Yüreğimizin yanık yüreğiyle dokunun.


Kışın Özünde - Christina Rossetti

Kışın özünde, buzlu ve soğuk
Dünya demirden sert, su taştan
Kar yağmış, kar üstüne kar, kar üstüne kar
Kışın özünde, çok eski zamanlarda.

Tanrımız, cennetten kendini saklayamam
Dünya da kendini tutamaz, o gelince hüküm sürü
Kışın özünde, sığınak yeterli
Efendimiz Tanrı Zebaot, İsa Mesih.

Ona, kim ki, serafimler gece-gündüz ibadet eder
Meme dolu süt, atılmış bir yüksekte yün,
Ona, kim ki, melekler yere yıkılır,
İnek, eşek ve deve taptığı O'dur.

Melekler ve arşmelekler orada toplanmış olabilir,
Kerubimler ve serafimler havada toplanmış olabilir,
Ama sadece annesi, genç ve mutlu,
Sevdiğini öpmekle ibadet eder.

Ona ne verebilirim, benim gibi yoksul?
Bir koyun sütü verirdim, ben bir koyuncu olsaydım,
Bir bilge olsaydım, ben de yapardım payımı,
Ama ne yapabilirim, O'na veririm kalbimi.

Güncel Bilgi: Peaky Blinders dizisinin 4. sezon finalinde Thomas Shelby (Cillian Murphy) bu şiiri okumuştur. 


Sone 97 - William Shakespeare

Senden uzak kalışım uzun bir kışa benzer:
Çarçabuk geçen yılın lezzetinden ayrılık
Duyduğum ürpertiler gördüğüm kara günler
Dört bir yanımda köhne çırılçıplak Aralık!
Gel gör ki bu seferki ayrılık yazın oldu:
Gebedir güz bekliyor bir bereketli artış
Bahar çapkınlığının canlı yüküyle doldu
Issız rahimler gibi kocalardan dul kalmış;
Ama benim gözümde bu hoş gürbüz yavrucak
Daha doğmadan öksüz babadan yoksun eser;
Yaz ve yazın lezzeti sana bağlıdır ancak
Sen uzakta kalınca kuşlar sesini keser.

Kuşlar şakısa bile ruhlara kasvet dolar
Kış yaklaşıyor diye bütün yapraklar solar.


Eski Kış - Salvatore Quasimodo

Alevlerin alacakaranlığında
aydınlık ellerini özlüyorum:
meşe kokan, gül kokan,
ve ölüm. Eski kış.

Kuşlar yem ararken, birden,
karın altında kaldılar;
sözcükler de öyle.
Biraz güneş, aynası bir meleğin,
sonra inen sis, ağaçlar ve biz
sabahın soluğundan yaratılmış.


Gönlümce Bir Kış - Arthur Rimbaud

O kıza...

Küçük, pembe, mavi yastıklı kompartımanda
Yola çıkacağız bu kış.
Çılgın öpücükler yuvarlanacak her yanda
İkimiz rahat, başıboş.

Akşamın gölgeleri sarkınca pencereden
O kurtların yüzünü,
Ve o kara şeytanları görmemek için, sen
Yumacaksın gözünü.

Yanağın kaşınacak. N’oldu, böcek mi sokmuş?
Yoo.. çılgın bir örümcek gibi küçük bir öpüş
Ensende geziniyor..

Eğip boynunu bana: ”haydi ara” diyorsun,
- Bu gezgin örümceği aramak, biliyorsun
Tatlı zamanı yiyor.

Çeviri: Erdoğan Alkan


Yüzünde Hissettiğin Kış Rüzgarı - John Keats

Yüzünde hissettiğin kış rüzgarı,
gördüğün kar bulutları karaltılar
arasında ve donan yıldızlar
karaağaçların doruklarında.
Bahar olacak hasat zamanı
ve sen bu kez ışıkla; seni
besleyen yüce karanlık,
geceler sonra Phoebus uzakta,
bahar üç kez sabah sana,
üzgün değil hiç, bildikten sonra
ve şarkım gelir doğal ılıklığıyla,
üzgün değil hiç, bildikten sonra
ve akşam dinler. Üzülür, boşluk
düşüncesiyle; boş olamaz;
Uyanık, düşünür ki uykuda.

Çeviren; Gökhan OFLAZOĞLU.


Bir Kış Akşamı - George Krakl

Pencereye kar düşünce
Çalar akşam çanı uzun,
Evi düzen içinde
Hazır sofrası çoğunun.

Gezgin-göçebe kimi de
Gelir karanlık yollardan kapıya
Toprağın serin özsuyu
Açar altın, kerem ağacında.

Yolcu girer içeri sessiz,
Eşiği taş yapar acı.
Duru aydınlıkta, sofrada
Ekmek, şarap parıltısı.

Çeviri: Behçet NECATİGİL


Kış Şiiri - Boris Pasternak

Kapı açıldı, buharla doldu mutfak,
Soğuk, yuvarlana yuvarlana daldı içeri.
Her şey eskisi gibi oluverdi bir anda
Çocuk yıllarındaki o akşamlar gibi

Hava kupkuru ve tertemiz
Ve dışarda, beş adım ötede
Süklüm püklüm duruyor kış
Yüzü tutmuyor içeri girmeye

Kış. Ve işte her şey ilk kez başlıyor sanki.
Ağarmış uzaklıklarına doğru kasımın
Uzaklaşıyor aksöğütler
Değneksiz ve rehbersiz körler gibi....

Nehir buz tutmuş, donmuş sepetçi söğütü.
Ve konsol üstünde bir ayna gibi
Bir buz tabakasına, enlemesine
Yerleşmiş kara gök kubbesi.

Ve karşısında onun, yol kavşağında,
-yarı yarıya kara gömülmüş kavşakta-
Seyrediyor bu aynada kendini
Kayın ağacı, saçında bir yıldızla.

Ve gizlice sezmektedir ki o
Kış, harikalarla doldurmuştur her yeri;
Kır evini, uzakta görülen,
Ve kendi tepelerini...

Paylaş:
Yorumlar