Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi'nin Hayatı ve Eserleri
Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşayan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmış bir âlim ve aynı zamanda ünlü bir Türk divan şairidir.
Doğum tarihi ve yeri: 1552, İstanbul.
Ölüm tarihi ve yeri: 1644, İstanbul.
1- Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi'nin Hayatı
1561 yılında İstanbul'da doğan şairin babası III. Murat devrinde şeyhülislamlık yapmış olan Bayramzade Zekeriya Efendi olup 1592de ölmüştür. Babasının adı dolayısıyla Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi olarak da bilinmektedir.
Şeyhülislam Yahyâ mükemmel ve başarılı bir medrese eğitimi almış, devlet görevinde üstün zekası ve derin bilgisi sayesinde hızla yükselmiştir. Hicri 994 yılında babası ile birlikte hacca giden şair , döndükten sonra Hicri 995'te Atik Ali Paşa Medresesi, Hicri 998'de Haseki Sultan medresesinde müderrisliğe atanmış, İstanbul'da daha başka medreselerde müderrislikten sonra Hicri 1004'te Halep Kadısı tayin edilerek İstanbul'dan ayrılmıştır. sırasıyla Şam, Bursa ve Edirne kadılığı görevlerini ifa etmiştir. Kasım 1603'te İstanbul Kadılığına atanmış; ertesi yıl azlolunmuş, Aralık 1605'te Anadolu Kazaskeri görevine atanmış; sonra da Nisan 1606-1607'da Rumeli Kazaskerliği yapmıştır. Rumeli Kazaskeri görevini Ocak 1610-Şubat 1611 döneminde ikinci kez ve 1617-1619 döneminde üçüncü kez yerine getirmiştir. Sultan I. Mustafa'nın ikinci sultanlığının son yılında 1622'de ilk defa şeyhülislamlık makamına getirilmiştir. I. Mustafa'nin ikinci defa saltanatı sırasında Sadrazam olan Mere Hüseyin Paşa'nın azledilip edilmemesi meselesine karışmış, bir yıl sonra yeni Sadrıazam olan Kemankeş Ali Paşa ile geçinemediği için bu makamdan azledilmiştir.
Yahya Efendi'nin şeyhülislamlığının son yılında Cinci Hoca ortaya çıkarak padişah I. İbrahim üzerinde tesir yapması devlet islerinde Yahya Efendi'nin etkilerini hemen hemen hiçe indirmiş ve onun bir kenara atılmasına neden olmuştur. Ölümü İstanbul'da Şubat 1644'de gerçekleşmiştir. Yahyâ Efendi şair olarak çağının gerçek gazel ustalarından biri olarak değerlendirilmektedir.
2- Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi'nin Edebi Kişiliği
Şair divanında mahallî unsurlara da yer vermiş, dil ve ifade yönünden Necâtî, Zâtî ve Bâkî tarzını sürdürerek şehirli Türkçe’sini şiire hâkim kılmaya çalışmıştır.
Sanat uğruna dolaylı ve külfetli anlatımlardan kaçınarak sade ve samimi bir söyleyiş benimsemiştir. Şaire göre Tanrı vergisi olan şiir taze, yakıcı ve etkileyici, açık, sade, akıcı ve tatlı olmalı, yeni anlamlar ve yeni mazmunlar içermelidir. Onun duygu ve hayal bakımından son derece zengin ve zarif şiirlerinden bazıları bestelenmiştir.
3- Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi'nin Eserleri
- 1. Divan: Bu neşirde biri na‘t olmak üzere altı kaside, bir sâkînâme, bir tahmîs, 450 gazel, on altı tarih, on bir kıta, dört rubâî, on altı nazm ve altmış dört beyit bulunmaktadır.
- 2. Taʿlîḳu Şerḥi Câmiʿi’d-dürer: Muhsin-i Kayserî’nin Secâvendî’ye ait el-Ferâʾiżü’s-sirâciyye’yi manzum hale getirdiği Câmiʿu’d-dürer adlı eserine yine kendisinin yazdığı şerhe yapılan bir ta‘liktir.
- 3. Taḫmîsü Ḳaṣîdeti’l-bürde: Bu meşhur kasideye yapılan tahmîslerin en bilinenleri arasında yer alır.
- 4. Nigâristân Tercümesi: Kemâlpaşazâde’nin İranlı şair Sa‘dî-yi Şîrâzî’nin Gülistân’ına nazîre olarak yazdığı Farsça Nigâristân’ının çevirisi olup nazım-nesir karışıktır.
- 5. Fetâvâ-yı Yahyâ Efendi: Yahyâ Efendi’nin şeyhülislâm iken verdiği fetvaları, kendisinden mülâzemet alan ve bir ara fetva eminliği de yapan Şeyhülislâm Esîrî Mehmed Efendi bir araya getirmiştir.
- 6. Sâkînâme: Divan’da da yer alan mesnevi tarzında yetmiş yedi beyitlik tasavvufî bir eserdir.