2. Hayatlar
Hasta yatağından kalktı duvardan tutunarak....
Bir kaç gündür kendi başına yürüyebiliyor, lavaboya gidip gelebiliyordu. Ayşen yine onu dikkatlice izliyor düşecek durumu olursa Hülyaya destek olmak için tetikte bekliyordu. Hasta yataklarını sırayla geçerek koridoru geçmişti, en son üç basamağı da çıkınca lavaboya ulaşacaktı ki ilk basamakta yere düştü. Sol kolundan tutarak son anda kafasını bir yerlere çarpmasını önlemişti, Hülya başını çevirerek Oktay'a gülümsedi ve teşekkür etti, Oktay Hülyayı lavaboya kadar geçirdi o çıkana kadar bekledi basamaklardan inmesine yardım etti, ona kendi ismini söyledi o yatağına gidene kadar arkasından ona gülümsemeyle baktı.
Ameliyat olalı 18 gün olmuştu her şey normaldi tek eksik Hülyanın hiç bir şey hatırlamamasıydı. Haftalık kontrol günü gelmişti doktorun odasında Hülya, annesi ve babası hazırdı. Doktor bey hülyaya kendini nasıl hisettiğni, problemi olup olmadığını sorduktan sonra, geriye dönük olarak hayatını düşünmesini hatırlaya bildiği ne olursa anlatmasını istedi. Hülya gözlerini kapattı büyük bir boşluktaydı hiç bir şey yoktu aklında,sadece ameliyattan sonraki hastane hayatını hatırlayabiliyordu, gözlerini açtı ve üzgün bir ifadeyle sadece karanlık var dedi odadakilere gözleri nemli bir şekilde.
Doktor bey Hülyaya sakin olmasını hatırlamak için biraz daha zamanı olduğunu mutlaka eskisi gibi olacağını her şeyi hatırlayacağını söyleyerek Hülyayı ve diğerlerini sakinleştirmek amacıyla bir konuşma yaptı. Sonra Hülyaya dönerek yeniden başlayalım eskilerden aklında kalan tanıdığı kişileri hatırlamaya çalışmasını istedi. Hülya yine gözlerini kapattı karanlığa yine boğulmuştu, bir isim arıyordu, anne ve babasını ameliyattan sonra tanımıştı ve onları tanımıyorum demekten utandığı için annem, babam var dedi, biraz daha bekledi karanlıktan bir ışık belirdi bir anda Oktay dedi -nişanlım- dedi...
Oktay abisinin yanından gece gündüz hiç ayrılmıyordu, trafik kazasından sonra abisi beyin travması geçirmiş 12 gündür hastanede yatmaktaydı, bir kaç gün sonra taburcu olup evlerine döneceklerdi. Oktay abisine el ayak oluyor o uyurken hep dua ediyor, sonra diğer hastalarla muhabbet ederek onlara da moral aşılamaya çalışıyordu.
Hülya lavaboya daha sık gitmeye başlamış her seferinde Oktay'la dakikalarca konuşuyor, onun her konuşmasını beynine işliyor yalnız kalınca o anları tekrar yaşıyordu,Oktay Hülyanın her geçen gün iyileşmesine çok seviniyor Anne ve Babasının gözlerindeki korku ve endişenin silinmesine çok seviniyordu.
Tahsin bey Hülyanın babasıydı emekli kaymakamdı yıllarca değişik vilayetlerde çalışmış çok yer görmüş, pek çok insan tanımış nüfuslu bir insandı ama bir o kadarda ailesinden uzak kalmış karısıyla yıllarca kavga etmiş bir çok kez boşanmanın eşiğine gelmiş her nedense hep kızları Hülya için hiç bir zaman boşanma gerçekleşmemişti, Hülyaya ne istemişse almışlar, nasıl yaşamak istiyorsa karışmamışlar, Hülyada bu serbestlik içinde arkadaşlarıyla her gün eğlencede, her gün başka bir şehirde, tatil,eğlence gençliğini su gibi harcamış ,ama en son evde banyo yaparken burnu kanamış ve hiç kesilmemiş, acil olarak hastaneye getirilmiş beyinde bir ur tespit edilmiş ve hemen ameliyat edilerek beynindeki ur alınmıştı ama bu arada hafızası da sıfırlanmıştı.
Hülya Oktay'dan iyice ayrılamaz olmuştu ona sorular soruyordu kendisi hakkında, tanışmaları hakkında, Oktay doktorun tavsiyesi üzerine ona masal anlatmak zorunda kalıyordu çünkü gerçeği söylemesi durumunda beyninin daha fazla karışmasına sebep olabilir, tedavisi olumsuz etkilenebilirmiş Oktay abisi taburcu olmasına rağmen Tahsin beyin ricası üzerine her gün Hülyayı ziyarete geliyordu ve artık ayrılmaz bir ikili olmuşlardı.
Hülya artık taburcu olmuş eve gelmişti,evde annesine yardım ediyor ,babasıyla muhabbet ediyor, Oktay'la gezmelere gidiyordu. Tahsin bey ve Hatice hanım kızlarını sağlığından ve yeni kişiliğinden çok memnundular, kızlarının eski berbat yaşantısına dönmemesi için hep dua ediyorlardı, kızlarına yeniden kavuşmuşlar Anne ve baba olmanın mutluluğunu sanki yeniden yaşıyorlardı ve bu mutluluğu Oktay'a borçlulardı. Bu yüzden Oktay'la konuşarak onu damat olarak kabul edeceklerini kızlarının da bunu istediğini tekliflerini kabul ederse ailecek çok sevineceklerini belirtiler.
Oktay hiçbir zaman kendisi için yaşamamış, hep başkalarının isteklerini karşılamak zorunda kalmış,karşısındakileri mutlu edince kendisi de mutlu olan biriydi, bu yüzden hayattan bir beklentisi yoktu, hayatı gözlemliyor ve insanların yalan dünyaya kendilerini ne kadar kaptırdıklarını görüp üzülüyordu,sadece Allah'a güveniyor ve ona kavuşmanın özlemiyle yanıyordu.Hülyayı mutlu etmek ve onun ailesinin mutluluklarını yarıda bırakmamak için tekliflerini kabul etmişti, sonuçta dünyada yalnız yaşayamazdı Hülyada onu seviyordu oda Hülyayı sevmişti ve onun kendisine çok ihtiyacı vardı.
Tahsin bey alt kattan bir ev satın aldı eşyalarını Hülyanın istediği şekilde donattı, kızının düğününü yaptırdı ve artık her gün iç içe dört kişilik mutlu bir aile olmuşlardı.
Günler ayları, aylar yılları kovaladı ve tam 4 sene geçti Hülya 3 aylık hamileydi, Tahsin bey ve Hatice hanım torunlarına kavuşmak için gün sayıyor, ona hem erkek, hem kız elbiseleri ve oyuncakları bile almaya başlamışlardı, her gün evde bayram havası vardı herkesin yüzü gülüyor ve herkes birbirini çok seviyordu.
Oktay kaç gündür sabah yürüyüşlerine katılamıyor, evde akşama kadar uyuyordu, Hülyanın ısrarı üzerine doktora gitti, tetkikler, kontroller sonrasında akciğer kanseri olduğu teşhisi kondu. Oktay'ın dünyası başına yıkılmıştı, cenneti yaşarken dünyada eski duası kabul olmuş gerçek cennetine gitmesine 1 senesi olduğunu öğrenmişti, ne yapacağını şaşırmıştı Hülyaya hayatta söyleyemezdi bu yüzden Tahsin beyle paylaştı hastalığını ağlaya ağlaya anlattı durumu,Tahsin bey de gözyaşlarını tutamadı oğlu kadar sevdiği Oktay ölecekti hemde yeni baba olacakken, kızı dul torunu yetim kalacaktı, ama hayat böyle değil miydi hep yaz olmazdı bunun birde kışı vardı ve katlanmaktan başka çare yoktu.
Oktay dört ay sonra hastaneye yatmak zorunda kalmıştı, artık çok bitkin solgundu sağında kocaman bir tüp ondan gelen bir boruyla nefes alabiliyordu. Hülya karnı burnunda kocasının yanında bekliyor artık kocasının sayılı günleri olduğunu biliyordu, karnındaki kızıyla konuşarak onunla teselli buluyordu.
Hülya kocası uyurken eski yattığı bölüme gitmeye karar verdi ve dolaşmaya başladı yattığı yatağı hatırladı, yan tarafta yatan hastanın adı Ayten di,sonra koridoru boylu boyunca geçti basamaklara yöneldi ,düştüğü ve Oktay'ın onu kolundan tuttuğu anı hatırladı ve daha fazlasını da, Oktay'ı ilk defa orada görmüştü adının Oktay olduğunu orada Oktay söylemişti ve hiç nişanlısı olmamıştı....
Olduğu yere oturdu ve düşündü oyuna getirilmişti, bir film yazılmıştı anne, babası da bu filmi oynamıştı, Hülyayı bambaşka bir insan yapmışlardı, onun hayatını çalmışlardı, orada dakikalarca ağladı ve karnındaki çocuktan nefret ettiğini fark etti, hiç tanımadığı birisinden hamile kalmıştı, kendisini kandıran, yalan söyleyen birisinden çocuk bekliyordu.
Hülya eve geldi ve evde soğuk rüzgarlar esmeye başladı, her şeyi anne babasına bağıra bağıra anlattı, onlara küfürler savurdu, eski Hülya yeniden gelmişti ve çocuğunu aldırmak için kapıyı kırarcasına vurarak evden çıkıp gitti.
Aradan iki ay geçti Hülya hiç gözükmedi, eve ve hastaneye hiç uğramadı. Oktay her gün Hülyayı soruyordu Tahsin bey hamileliğin ilerlediğini evde olduğunu söylüyordu ama Oktay bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı ama çaresizdi ağrıları artmış günün çoğunu sakinleştiricinin etkisiyle uyuyarak geçiriyordu, gözlerini kapatınca küçük kızını annesinin kucağında kendisine gülerken görüyor gözlerini açınca Tahsin beyin ağlamaklı gözlerine anlam veremiyordu.
Hülya çocuğunu aldırmıştı eski arkadaşlarına kavuşmuş onlara yaşadıklarını anne babasının kendisine yaptıklarını nefret içinde uzun uzun anlatıyordu, yine bir gün sabaha kadar içmiş yeni erkek arkadaşı Halil ile eve giderken arabayla yoldan çıkıp yolun yan tarafındaki kanalizasyon olan dereye uçtular sabaha kadar arabada sıkışıp pislik içerisinde boğularak son nefesini verdi.
Aynı gece Oktay da uykusundan uyanmadı gözleri hala kızı ve sevgili eşi Hülya'daydı, onlara kavuşmuştu Allah dualarını kabul etmiş yalnız kaldığı dünyadan onu alıp kızı ve eşine kavuşturmuştu,
Oktay son defa çok şükür sana Rabbim dedi ve sustu ....
Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarızud83eudd20