514 Numaralı Otobüs
Büyük iri gözleriyle baktı mı tüm dünyayı okyanus basardi. Öyle büyük bir aşıktı Ferit. Hayatı " Hayatından " ibaretti. Gözleri ilk değdiğinde o kadına anlamıştı tüm dünyasının o olacağını. Öğlenin en sıcağında bir otobüs durağında görmüştü onu ilk ve '' tamam işte bu ! '' demişti. Mahcup, heyecanlı gözlerle süzdü onu. Hayat boş gözlerle otobüs bekliyor iki de bir de saatine bakıyordu. Telaşlı olduğu her halinden belliydi.
- 514 geçti mi gördünüz mü ? dedi hayat. Ferit'in dili tutulmuştu adeta dünya ne kadar hızlı dönüyordu.
- Şey hayır, yani galiba bende emin değilim. Bilmiyorum. Dedi
- Peki dedi hayat gülümseyerek.
Ve arkası geldi konuşmaların. Orada oturmamasina rağmen Ferit'de o otobüse binmişti sırf biraz daha konuşabilmek için. Birden telefonunu istedi Ferit. Hayat şaşkın ... Daha yeni tanımıştı onu nasıl verebilirdi. Belli belirsiz, üzgün bir ses tonuyla '' Hayır veremem'' dedi. Otobüs evinin oraya gelmişti ve indi.
Tam umudunu kaybettiği bir günde yine o durağa gitti. Başı yerde üzgün. Bir ses hayat verdi ona
- Pardon 514 geçti mi ?
-Hayat ! Dedi gülümseyerek. Ve koyu bir sohbet ...
Her gün konuşmalar ... Sonra buluşmalar ... Sinemalar ... Şiirler ... Aşk hayat bulmuştu artık. Her yerde birliktelerdi. Her şey harikaydı. Mutluluk onlarındI artık. Taa ki o ilk kavgalara kadar.
Kıskançlıklar, kontroller, baskılar, bağrışmalar... Şiddetli barışmalar. Hani olur ya ne gidebilirsin ne kalabilirsin. Katlanılamaz duruma gelir artık Hayat ... Ve Bir kadın gelir bir gün ... O deli gibi aşık Ferit hayatına son verir.
Bitti sesi duyulur önce. Sonra meşguller. Ardından başka iki çift göz. Hayat inanmaz. Aylarca bekler, onları yan yana görene dek.
Hayat hayattadir da Ferit ölmüştür artık o yüzdendir hurilere sevgi açlığı..
Aşk işte bir cümlelik, acı'sı bir ömürlük.
Hayat mevsim geçişlerini bekler şimdi , yapraklar yeşillendiginde ve güneş kavurduğunda belki aşkı yeniden tadacaktır bir Hayat boyunca..