Adak (5.bölüm)
Oh şükürler olsun dedi can havliyle Efsun, Tuğrul un efendim canım demesiyle.
?Senin benim canıma kastın mı var; yüreğime inecekti meraktan, nerdesin çıktın mı yola diye devam etti, karşısındakinin konuşmasına bile fırsat vermeden.
?Dönüyorum canım, merak etme diye devam etti Tuğrul, hayırdır önemli bir şey mi var?
?Akşam için yer ayırttım bir şeyler yeriz sıkıldım bu aralar biliyorsun, yolda yemek yeme diye haber vermek istedim
?Tamam canım, nerde buluşuruz? Benim yolum bitti sayılır, yarım saat sonra alayım seni istersen diye devam etti.
?Tamam o zaman, yarım saat sonra kuaförden al beni dedi Efsun, sesindeki heyecana engel olamadan.
Tuğrul sokakta kornaya basarken çoktan hazırdı Efsun. Koşar adım arabaya bindi. Canım diye sarıldı, ne kadar zor geçiyor zaman diye fısıldadı kokusuna sığındığı adama.
Yağmur damlaları iyice irileşmeye başlamıştı eve yaklaştıklarında. Yavaşça arabanın camını araladı Efsun; derin bir soluk çekti içine yüzüne çarpan serinliğe aldırmadan. Çocukluğundan beri severdi bu kokuyu. İçine bir ferahlık geldi, evin önüne geldiklerinde yavaşça açtı gözlerini hiç hissetmediği kadar sevgi hissettiğini fark etti yanında oturan adama. Arabanın kapısını kapatırken, akşamı bekleyemeyeceğim diye düşündü. Hem ne vardı ki şimdi söylese, nihayetinde akşama kutlayacaklardı, şimdiye kadar yaşamadıkları bir mutluluk yaşayacaklardı akşam.
Kesinlikle diye düşündü apartman kapısını açarken.
Zemin kat merdivenlerini çıkıp asansör kapısının önünde beklemeye başladıklarında suskundu ikisi de. Garip bir sessizlikti bu alışık olmadıkları. Oysa her dakika anlatabilecek bir şeyleri vardı Efsun un. Önce kendisi bindi asansör kabinine, her zaman ki gibi yüzünü aynaya döndü sırtını Tuğrul a yaslayarak. Şimdi tam sırası dedi usulca kendine sarılan adamın aynadaki suretine bakarak.
Tuğrul un ellerini alıp yavaşça belinden dolayıp karnının üzerinde birleştirdi. Gözlerini bir dakika bile ayırmıyordu yüzünden, hiçbir ayrıntıyı kaçırmamalıydı,
?Hissediyor musun? dedi sessizce, burada ikimize ait bir can var, hissedebiliyor musun?
Kor ateşler değmişte canı yanmış gibi hızla ellerini geri çekti Tuğrul, gözlerinde şaşkınlıktan daha garip bir ifade vardı. Anlam veremedi Efsun, dudakları titredi. Gözlerine baktı sevdiği adamın, bir şeyler söyledi, çıkmadı sesi. Beyninde yankılandı sanki.
?Sevinmedin mi diyebildi fısıltıyla, ben sevineceğini düşünmüştüm.
İstedikleri kata gelen asansörün sarsıntısıyla kendilerine geldiler. Dolu dolu gözlerle kabinden çıkan Tuğrul un arkasından baka kaldı Efsun.
Sessizce takip etti, içinde kopan fırtınalara rağmen.
Kapıyı açıp içeri girene kadar hiçbir şey konuşmadı ikisi de. Böyle düşlememişti Efsun, çığlıklar atacaklardı, deli gibi sarılacaklardı birbirlerine. Dudaklarında şimdiye kadar hiç duymadığı sıcaklığı duyacaktı sevdiği adam öperken onu...
Ama bu suskunluk, delirtecekti neredeyse. Tek bir soru beynini kemirmeye başladı bu anlamsız suskunlukta; neden?
?Erken olduğunu mu düşünüyorsun? diye sordu kararlı bir ses tonuyla. Eğer öyleyse inan bana hiçbir terslik olmayacak, nihayetinde ama iki ama üç yıl sonra zaten istemeyecek miyiz diye devam etti.
?Evet sorunda bu zaten, biraz fazla erken değil mi sence?dedi Tuğrul, nerden çıktı şimdi bu, daha evleneli üç ay oldu emin misin ikimizin çocuğu olduğuna?
Vestiyere zorla tutundu Efsun; defalarca yankılandı Tuğrul un sözleri beyninde, emin misin???