Adı Yalnızca Eylül
Adının Eylül olduğuna bakmayın şairler geldiğine sevinir, can alıcı şiirleri hep bu ayda düşer sayfalara kalemlerinden. Sıraya sevdasına esir düşenler girer. Yaz rüyası bitmiş ayrılık sokak aralarında boy göstermeye başlamıştır tatil sitelerinde. Kimisi yüreğine gömer gider, kimisi başka bahara der, kimileri de sarılır kağıt kaleme içinde ki kini ve nefreti yazar, sanki hiç yaşanmayacakmış gibi..Halbuki si yaşıyorsan elbet bir gün taşa takılıp düşeceksin ve dizlerin kanayınca için burkulacak ve yazacaksın bir iki satır ve lanet okuyacaksın yokluğuna, aldatılmış lığına, gidenin ardından..
Adı eylül hazanın ilk ayıdır alıştıra alıştıra acıları kışa hazırlar. Soğuklar başladığında soğur yaraların her şey eski haline döner soğur içinin acısı, kabuk bağlar kanayan yaran. Yoluna kaldığın yerden devam edersin. Bazen bir şarkı kulaklarına değdiğinde mutluluğun tebessüme durur gözlerinde. Arkana yaslanır parmaklarının arasında duran sigarandan bir nefes çekersin ve gözlerin dalar mutlulukları doldurduğun şarap kadehine. Bir yudumuna nelerini vermezdin, nelerinden vazgeçerdin gidenler olmasaydı. Ne güzeldi der dudakların geçmiş zamana.
İnanın dostlar bu eylül ayı gelmiyor mu? Yaşımın kaç olduğunu bile unutuyorum bazen. Ama unutmadığım unutamadığım hep 12 Eylül den öncesi gelip nöbet tutuyor sanki beyin mahzenimde göz bebeklerim büyüyor. Yaşlarınızın kaç olduğu umurumda bile değil. Yaşamadığınız geçmiş zamanı yazmak kolaydır sıcak odalarınızda kahvelerin izi yudumlarken. Sizler bir annenin bir babanın yaşadığını yaşadınız mı? Siz evlat acısı nedir bilir misiniz? Gözlerinizin önünden bileklerine kelepçe geçirilerek Vatan haini ilan edilerek götürülen çocuğunuza ağıtlar yaktınız mı boğuk nefesinizle. Anam üzülme geleceğim diyen ağabeyiniz oldu mu hiç? Çocuğunuzun, ağabeyinizin ölüsü bir sabah size teslim edildi mi hiç? Ne bileyim hani aklıma yavaş yavaş geliyor siz acaba, her gün kabristana gidiyor musunuz? Can pareniz için buz gibi mermerlere sarılıp kaç kere ağladınız.
İçinizde hala sönmeyen bir ateş var mı.? Diye sorarım kaç kişi evet diyebilir kaç kişi acısına ortak olabilir bir annenin bir babanın. Peki, kabuk bağlar mı yarası acaba!!
Zannetmem dostlar zannetmem ne yarası kabuk bağlar nede acısı soğur kış ortasında.
Postallar sokaklara indiğinde ölüm kol gezmeye başlamıştı. Sonradan fark ettik..
Sizler bu satırları okurken ne düşünürsünüz bilmem ama geçmişin izlerini üzerinde taşımayanların şu an çıkıp ta o günlerde yaşamış gibi ahkam kesmek kolaydır..
Yazalım beyler yazalım kaç beğeni kaç yorum alırız düşüncesiyle yazalım.
Acı var mı acı?
Sen ondan bahset.
Dedim ya adı eylül her acı yaşanır ama 12 eylülün acısı başka yaşanır yüreklerde..