Affet Bizi Kardeşim

Ramazan, küçüklüğünden beri evin neşesiydi. Onun çocuk saflığı, içten kahkahaları, bazen inatçılığı ama en çok da sevgisi, ailesinin hayatında özel bir yer tutuyordu. Annesi Emine Hanım ve babası Ali Bey, onu gözü gibi korur, kardeşleri de her zaman onun yanında olurdu. Ama hayat herkese olduğu gibi onlara da acımasız davranmıştı.


Babasının hastalığı sürecinde evde büyük bir sessizlik hâkim olmuş, herkes kendi derdine düşmüştü. Kardeşleri birer birer evlenip gitmiş, Ramazan annesiyle baş başa kalmıştı. Fakat Emine Hanım’ın da hastalığı ilerleyince, kardeşler aralarında konuştular. Herkesin bir hayatı vardı, bir düzeni... Ramazan’a en iyi şekilde bakılacak yerin bir bakım merkezi olacağına karar verdiler.


Ramazan, annesinin hastaneye kaldırıldığı gün ne olduğunu anlayamamıştı. Onu da başka bir yere götürdüler, annesiz ve babasız bir binanın içine... Kardeşleri "Burası çok güzel bir yer Ramazan, sana iyi bakacaklar" dediler, ama o onların gözlerinde gördüğü telaşı hissetmişti. “Beni bırakıyorlar” diye düşündü.


İlk gece gözüne uyku girmedi. Odadaki soğuk duvarlar, annesinin sıcak kucağına hiç benzemiyordu. Sabah olunca bahçeye çıkardı belki, ama orada bile yalnızdı. Kimse onunla konuşmuyordu. Ne sevdiği yemekler vardı, ne de alıştığı sesler... Günler geçtikçe Ramazan içine kapanmaya başladı. Konuşmuyor, yemek yemiyordu. Hemşirelerin ilgisizliği yüzünden kalçasındaki küçük yara zamanla büyüdü, dizi şişti ama kimse fark etmedi.


İki hafta sonra kardeşleri onu ziyarete geldiğinde, karşılarında bambaşka bir Ramazan buldular. O neşeli, şen şakrak adam gitmiş; yerini donuk gözlerle bakan, zayıflamış, mecalsiz biri almıştı. Onun hâlini görünce içleri acıyla burkuldu. Hemen bakım merkeziyle ilişiğini kestiler ve eve götürdüler.


Ama Ramazan eve dönse de eski Ramazan değildi. Artık konuşmuyor, kimseye sarılmıyor, köşeye çekilip boş boş duvara bakıyordu. Kardeşleri onu tekrar hayata döndürmek için çabaladılar. Doktorlar, hemşireler, fizyoterapistler... Ama en büyük tedavi sevgiydi.


Annesi hastaneden çıkar çıkmaz, "Kuzum..." diyerek ona sarıldı. İşte o an, Ramazan’ın gözlerinden bir damla yaş süzüldü. O günden sonra her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Kardeşleri her gün ona vakit ayırdı, sevdiği yemekleri yaptılar, sevdiği müzikleri açtılar. Günler geçtikçe Ramazan’ın içindeki buzlar erimeye başladı.


Bir sabah, kahvaltı sofrasında sessizliği bozan cümle duyuldu:


“Anne, seni çok özledim.”


O an herkes gözyaşlarına boğuldu. Ramazan geri dönüyordu.


Ve ailesi o gün anladı ki, sevgisiz bırakılan bir yürek kolay kolay iyileşmezdi. Ama sevgi, her zaman en güçlü ilaçtı.



16 Şubat 2025 2-3 dakika 16 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar