Ah Bu Belkiler

bazen konuşmak anlamını yitiriyor.hal diliyle,gönül diliyle anlaşıveriyor insan doğru frekansı yakalamışsa.
iki bakkal bir fırından ibaret derler ya;küçücük ilçemde büyükler ne yapar,nelerden hoşlanır,neler konuşurdu bilmem ama biz mutluyduk.
üstelik buluşup zaman geçirmek için mekan seçme lüksümüzde yoktu.halk kütüphanesi yada tek kafe olan mekanımız yetiyordu.ama orayada gizli giiiiderdik.
annemin hiç bıkmadan"zil çalar çalmaz eve gel oyalanma"diye diye okula yollamasının artık son günleriiydi.yaz tatilini iple çekiyorum.havaların aniden ısınması okula gitme isteği bırakmıyor."arkadaşlar bu günlerinizi çok arayacaksınız.okul yıllarınız en çok özlenen hatıralarınız olacak."bu sözü en çok biyoloji hocamız söylüyor son günlerde.biyoloji dersini hiç anlayamadım ama hocamı sevdim hep.hücre yapısının resmini çizmek,ezberlemek hep zor geldi.sanırım çok zorda kalmayı sevmiyorum.angare şeylerle uğraşmayı sevmiyorum...
liseden mezun olmak müthiş bişey.artık hayata hazırız nede olsa.sayfalar dolusu ödevler ezberler araştırmalar sınav stresleri geride
babamı ilk gördüğümde kaç yaşımdaydım hatırlamıyorum....
onun kaçırdığı çok şey var.konuşmayı öğrenirkenki heyecanımı yaşayamadı.yürümeyi öğrenirken de.o yüzden;yürümeyi babam öğretmediğinden hep düşe kalka yaşadım ben.
o uzaklardaydı hep babamı en çok istediğim zamanlarda.şimdi ben de uzaklarda olmak istiyorum ama hep uzaklarda
verilip vazgeçilmiş kararlar arasında sıkışıyorum.intiharların kıyısında
sinsice dolanıyor ömrüm.fırsatını bulsa sımsıkı sarılacak özlemle beklediği
sevgilisine sarılır gibii....
ergen olamadım hiç.belki o yüzden çıkamadım sevda türküleri dinlemelerden.
çocuklara bakıp dalmalardan.

19 Şubat 2014 1-2 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar