Ah Müberra Ah Rana

"Yazar bozuntusu Lavinya patanesinde ılık sütünü yudumlarken...." yaşlı bir çiftin kendine doğru yaklaştığını gördüğünde içinden "tamam şimdi ayvayı yedi" dedi.

Bu yaşlı çift çok sevecen olmalarına rağmen gevezelikleriyle kafa baş beyin sakatat ağrıtmaktan başka
bir işe yaramıyorlardı. Kaçamadı. Kımıldayamadı bile. Çünkü el sallamışlardı.

Mecburen ayağa kalkıp bu çifte yer gösterdi. Masasında doğal olarak iki sandalye boştu. Oturdular.
- Ne o çocuk yine ülserin mi tuttu?
- Evet anneciğim!
-Yavrum bir doktora görünsene...kocası lafını kesti,
- Bırak çocuğu. Canı isterse gider istemezse zorla gönderemezsin ya Allah Allah...

Bu yaşlı çift karne zamanlarını görmüşler. O zamanlarda aşık olmuşlar ve ne gariptir ki her ikisinin de
madalyası var. Masaya bakan garsona benzer bir şey geldi,
- Ne alırdınız efenim?
- Oğlum efenim değil efendim bir türlü öğrenemedin. Şapşal mısın bu kadar? Yazar bozuntusu,
- Kibar olmaya çalışıyor dedesi,
- Ben nerden dedesi oluyorum yav? Benim torunla uzaktan yakından benzeşikleri yok ki...
- Yanılıyorsunuz Necmi bey! Bakın kaşlarına biraz andırıyorlar...
- Müberra hanım siz de amma yaptınız!
- Sen iki kahve yap ortaydı değil mi efenim şeey efendim? Yazar bozuntusu bu. Midesi kıvranıyor.
Kurtulmak için konu değişsin ya. Böyle demek zorunda kaldı ortaya...

Sıcak bastı. Güneş Ankara Hastanesinin çatısından kaybolmak için sabırsızlanıp duruyor. Dolmuşlar taksiler kamyonetler hastaneden çıkan hastalar sağlamlar sağlam olmayanlar ağaç gölgesine sığınanlar burnunu silenler inenler binenler ve Lavinya Pastanesi. Rana yok!

Müberra hanım,
- Evladım epeydir motorunun gürültüsünü duymuyorum dedi o ara kahvesinden höpürdeterek bir yudum çekip fincanı masaya baş parmağı ve işaret parmağı arasında bıraktı usulca.
- Canım çekmiyor Müberra hanım.
- Neden evladım dedi Necmi bey...
- Bilmiyorum...Sıcak herhalde ondandır...

Rana yok! Rana kayıp.

Onun yerine Müberra hanım binmişti motorun arkasına. Hem de daha geçen hafta. Gecenin bilmem kaçında gelmiş Necmi beyi uyutmuş kapıya dayanmıştı. Yazar bozuntusu o ara karalama
yapıyordu. Kapıyı açıpta Müberra hanımı karşısında görünce,
- Canım çok çekti evladım motorunla beni gezdirir misin?
- Bu saatte mi Müberra hanım.
- Ne varmış saatte. Mıymıntıyla epeydir gezemiyoruz. Uyuyor horul horul. Hiç düşündüğü yok bu kadının isteklerini...
- Peki Müberra hanım. Geliyorum. Yalnız hız ne olacak?
- Şekerim ben her zaman her şekilde hıza hazırım.

Rana yok! Rana kayıp. Rana öldü mü?

Bu motor serüveninden Necmi beyin haberi de yok. Kahvesini yudumlamakta.

14 Mart 2012 2-3 dakika 57 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar