Ali ile Ömer
Ali iri yarı gözü pek güçlu ve saldırgan bir tip
Ömer ise aksine cılız , korkak ve kendi halinde bir tip.
Günlerden bir gün Ömer atıyla ormana odunkesmeğe giderken yolda Ali ile karşılaşmış
Ömer
- Selamu aleyküm
Ali
- Genizden ve aleyk diyerek kestirip atmış, cebinden bir resim çıkartıp Ömere göstermiş
Bu nedir? Diye sormuş
Ömer
- O bir fil resmidir diye cevap vermiş
Ali
- tekrar Ömere hitaben resme iyi bak sana soracaklarım var diyerek bir dakika resmi gösterdikten sonra resmi cebine koyarak Ömere sormuş, fili tarif et
Ömer
- Ali abi tarif etmeğe ne gerek, zaten sende resmi var deyince Ali kızmış
Ali
- Ulan geri zekalı bir dakika resme baktığın halde o küçük beyninde hiçmi birşey kalmadı deyince
Ömer
- Ali abi herşey aklımda
Ali
- Peki ozaman söyle filin bacakları nasıldır
Ömer
- Abi direk gibi kalın birşeydi
Ali
- ulan sen benle dalgamı geçiyorsun?
Ömer'i bir korku kapladı ve hemen sözünü düzelterek
- Ali abi filin bacakları leylek bacakları gibi inceydi
Ali
- Bu sefer dahada hiddetlenerek Ömere kızdı ulan körmüsün, ahmakmısın, delimisin nesin sen? resimdeki o koca fili nasıl leylek bacakları üstünde tutacaksın diyerek bir tokat atar
Ömer meseleyi çakmıştır ancak bu beladan nasıl kurtulacağını birtürlü bilemez
Daha sonra
Ömer
- Sahi Ali abi filin bacakları nasıldı?
Ali
- Filin bacakları filin bacakları gibiydi der.
Ömer
- Hakkaten Ali abi nasılda bilemedim
Artık Ömer azda olsa sorulacak sorulara verilecek cevapların sanki ipucunu yakalamış gibiydi.
Ali'den ikinci soru gelir.
- Söyle bakalım filin hortumu nasıldı?
Ömer
- Ali abi filin hortumu filin hortumu gibiydi
Ali tekrar kızmaya başlar ulan böyle aptalca cevapmı olur diyerek bir tokat daha patlatır.
Ali üçüncü kez yumruğunu kaldırınca
Ömer
- hemen Ali'nin yumruğunu havada tutarak derki Ali abi annemin bedduası var
Annem dediki kim Ömer'ime 3 tokat vurursa elleri kırılsın. Sakın Ali abi 3 .ncü tokatı vurma.
Ali
- o zaman haydi defol git diyerek arkadan bir tekme kondurup Ömer'i yere serer.
İşte böyle, bazen insan ne yapacağını şaşırıp kalır. Doğruyu söylersin fırçayı yersin,yanlışı söylersin fırçayı yersin, adamın cevabı gibi cevap verirsin yine fırçayı yersin. Peki ne yapalım? Olaylara Öküzün trene baktığı gibimi bakalım. İnsanız elbetteki bizlerin duyguları vardır. Bazen bu duygularımız taşma noktasına gelebilir iki kelime söylemekle ağzımızın ortasına yumruğu yemek sizce doğrumudur?
Yazıyı kendim yazdığım halde yazıdan birşey anlamadım, anlıyanlara ne mutlu.
Saygılarımla
Abdurrahman Yıldız
Aslında çok ta güzel bir anlatım olmuş, Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misaline de uyuyor. Hayata uyuyor öykünüz. Tebrik ederim. Selamlar..
Hayrettin bey, yorumunuz için teşekkür ederim. İnanınki bazen insan ne yapacağını şaşırıyor. Karşı taraf sana kafayı takmışsa bütün yollar kapanıyor.Saygılarımla.