Amerkalı 11

-Siz hiçbir şeyin parçası değilsiniz,benim zihnimin uydurmalarısınız.Ben ne biliyorsam siz de onu biliyorsunuz,ne bir eksik ne bir fazla...
-Bütün bunları da nereden çıkarttın sevgili kardeşim.
-Bir yerden çıkartmadım bu böyle.
-Bütün bu olanlar seni üzmüş.Demek bizden şüphe duyuyorsun.
-Evet size inanmıyorum.
-Peki bu cinayet hakkında sana senin bilmediğin bazı şeyler söylesek
-Ne gibi?
-İlgini çekecek şeyler
-Benim suçsuz olduğum zaten ispatlanacak.Ama benden ne istiyorsunuz anlamıyorum.
-Kimsenin senden bir şey istediği yok,unutma ki sen bizi buldun ve yardı istedin.
-Evet ama...
-Aması yok bu işin.
Erkan başını kaldırdı göğe baktı.Aynı gökyüzünün altındaydılar işte.Yağmur yağmasını diledi.Birden hava bulutlandı.Sağanak yağmur başladı,toprağın kokusunu soludu.Aklına Suat başçavuş geldi.Aniden köy kahvesi önünde belirdi.Bir koşuşturmacadır gidiyordu.Al kanlar içinde yerde yatan kendini gördü.Sedyeye yatırmaya çalışıyorlardı.Kafasına vuran genç elleri kelepçeli Suat başçavuşun arabasının içinde oturuyordu.Usulca kendi bedeninin yanına sokuldu.Başındaki yara kötü gözüküyordu.
-Ölecek miyim?
-Sanmam bu yara adam öldürmez
-Hiç acı hissetmiyorum
-Normaldir,acıları beden hisseder.Ruhun hissetiği acı bambaşkadır.
-Bana ne söyleyecektiniz?
-Gel benimle
-Şimdi kaya mezarın içindeydiler.İki kişinin konuşması duyuluyordu.Erkan fenerin ışığında çalışan adamların yüzüne iyice baktı.İrkildi bu O'ydu.Dün gece burada naşını gördüğü adam. Şimdi sağdı ve gayet sağlıklı görünüyordu.Karşısındakini ise ilk kez görüyordu.İkisinin de yüzüne dikkatlice baktı ,ter içindeydiler,ellerinde kürek takımı iskeletlerin başında oturmuş sigara içiyorlardı.Ölecek olan konuştu
-Len şu tahta sayesinde köşeyi döndük desene.Üç gündür gele gide bulduk nihayet
-Döndük be dönmemi...Mehmet zenginik işallah.Ne var len o tahtanın üstünde?
-Ne bileyim acayip kertikler çivi yazısı gibi.
-Bana bak ben bu Adnan denen adamı heç beğenmiyom biliyon mu
-Neden olum adam paranı vermiyo mu?
-Ya veriyo da ne bileyin gözleri ayrı oynuyo gibi sanki bizi yarı yolda bırakcek gibi.
-Yok be söz vermedi mi
-Ne sözü verdi.Allasen ne sözü verdi.
-Bulun şu mezarı,getirin şu tahtayı alın dolarları demedi mi?
-İnsan şuncacık tahta parçası için bu kadar para verir mi len.
-Veren verir olum.
-Kim bilir kendi kaça satcek bunu?
-Bize ne kaça satarsa satsın.Bana bak Adnan bey ne dedi biliyon mu?
-Ne dedi?
-Bunu ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur dedi.
-Benim ağzım sıkıdır olum sen kendine bak.
-Senden belli olmaz olum,Adnan bey bide dedi ki...
-Ne dedi?
-O dallamayı öldürmeden gelme dedi.Öldürürsem senin payını da bana verecekmiş.
Belinden çıkarttığı koca bıçağı arkadaşının göğsüne sapladı.Kısa bir boğuşma yaşandı.Erkan olanları film seyreder gibi seyretmişti.Bıçaklanan adam tıslar gibi konuştu.
- Arakladığın kutuyu da bilmiyorum sanma o...çocuğu.Adnan beyin de haberi var nereye koyduğunu soruyor.
Yaralı son bir gayretle bıçağı göğsünden çıkartmaya çalıştı.Başaramadı.Derin bir nefes verdi.İskeletin üstüne yüzüstü yığıldı.Son sözü
-Ananın a...na koydum.
oldu.
Mehmet yerdeki tahtayı aldı.Cebinden çıkarttığı poşete koydu.Açtıkları tünele yöneldi. Yanından geçerken öldürdüğü arkadaşına bir tekme salladı.Ardından okkalı bir küfür ....Dışarı çıktı. Girişi kamufle etti. Gecenin karanlığında yitti. Kendisi ise az ilerde gecenin içinden gelen sesleri dinlemekle meşguldü.Erkan bütün bu olanları ağzı açık seyretmişti.Yanındakine sordu
-Az sonra ben geleceğim değil mi?
-Evet sen geleceksin.
-Biraz evvel gelseymişim bu olaya bizzat tanık olacakmışım değil mi
-Gördün mü bak.Hani bütün bunlar senin sanrılarındı.Hani senin bildiklerinden başka bir şey bilmek kabil değildi.
-Ne bu o zaman ya...Bulmaca mı çözüyoruz.Bana ne ki bu olaylardan cinayetlerden.
-Kendin bu olaylara yönleniyorsun,inan ki bizim alakamız yok.Ama gittikçe bilinçleniyorsun bunu bil.
-Bence aklımı yitiriyorum.
-Hayır bir şey olmuyor .Deli olmadan veli olunmuyor.Bu raddeye gelebilmek için bu yolları aşman gerekiyor.
-Nereye geleceğim ki?
-Farkında olanların yanına.
-Ben istemiyorum ki.
-Yanlış.Her şeyi sen istiyorsun,senin istemediğin hiçbir şey olmaz.
-Anlamıyorum
-Anlayacaksın zamanla.Merak etme,hiçte kendini üzme,her şeyi oluruna bırak.
-Bence bu bir kıyamet.
-Herkesin kıyameti kendinde...Bak az evvel nasıl yaşadı adam bunu.Ona o esnada diyebilsey- dik ki merak etme dünya kıyameti yaşıyor şu an,anlar mıydı...Anlamazdı çünkü o kendi kıyametini yaşıyordu.Onunla beraber milyarlarca insan ölse ne fark eder tek o kendi ölse ne fark eder.
-Anladım herkesin kıyameti kendinde.
-Aynen öyle
-Peki sen nerelerdesin hep böyle canın isteyince mi gelirsin.
-Yoo sen isteyince gelirim
-O zaman yanımdan hiç gitme
-Nasıl istersen.
-Adın ne senin ?
-Sen ne dersen.
-Nasıl yani adın yok mu senin?
-Eskiden vardı ama artık yok.Gün gelince seninde öyle olacak .
-Benim adım Erkan
-Biliyorum ama o vakit gelince adın hiçbir anlamı kalmayacak.
-Ben sana abi demek istiyorum.
-Olur de...

arkası yarın...

27 Şubat 2010 4-5 dakika 39 öyküsü var.
Yorumlar