Amuda Kalkar Bir Gün Yüreğin
Tükenmez kalemin çıtçıtıyla oyalanıyordu. Önünde durduğu kocaman dikdörtgen genişiliğinde pencerenin sunduğu, sanki sonsuz griliğe dalarak, seni o griliğin içinde, kollarını boynuna dolamaya her an hazır gibi düşlüyordu.
Bir küme yabani güvercin geçip gitti. Sabah yokuştan aşağıya doğru inerken. Oysa dün kış karanlığında aynı yokuşu tırmanırken, yokuşun ortasındaki bir binanın girişinde siyah elbiseli bir kadına karşı binadaki bir başka kadın,''hayrola kimi bekliyorsun'' dediğinde, girişte bekleyen kadınında, ''bizim çocuk
gecikti''...demesiyle hem irkilmişti hem de annesini anımsamıştı.
Bir küme yabani güvercin geçip gitti. Sabah yokuştan aşağıya doğru inerken. Oysa dün kış karanlığında aynı yokuşu tırmanırken, yokuşun ortasındaki bir binanın girişinde siyah elbiseli bir kadına karşı binadaki bir başka kadın,''hayrola kimi bekliyorsun'' dediğinde, girişte bekleyen kadınında, ''bizim çocuk
gecikti''...demesiyle hem irkilmişti hem de annesini anımsamıştı.