Anaokulu'nun Merdivenlerinde Bir Dünya - 2

Anaokulunun içinde iki büyük sınıf..Birinde oyunlar oynuyor çocuklar, uçuşuyor havada yapbozlar..Ortada bir kaç masa peşpeşe dizilmiş uzunca..Masaları çevirmiş minicik sandalyeler..Ahşap dolaplar yanyana, hemen ilerde..Siyah beyaz vesikalıklar süslemiş dolap kapaklarını..Yan sınıf yatakhane, minikler için..Tek katlı ranzalarda dinlenmek için..

Anaokulunun öğencileri, zamanlarının ilklerinden..Şanslı olmanın, sevinci okunuyor her hallerinden..Her çocuk sevmese de anaokulunu, bu ayrıcalığın farkında minikler..Şimdi de oturmuş resim yapıyorlar, hep bir elden..Oyuncak kamyonlara dizilmiş pastel boyalar..Minik eller bir boydan bir boya, kamyonu sürüklüyor..Baksanıza çocukların yüzü nasıl da gülüyor!..

Anaokulunda bir çocuk..Sonradan sınıfa dahil olmuş..Biraz yabancı arkadaşlara, biraz şaşırmış..Hep izlemeyi tercih eden halleriyle, galiba sessizliği seçmiş..O da resim yapıyor şimdi arkadaşları gibi..Bir gökkuşağı boyuyor rengarenk, "umutlar" gibi..Suretleri çizmekte zorlanıyor çocuk..Yuvarlak kafalar onun resminde kareyi andırıyor adeta..Ne kadar uğraşsa, esnetemiyor çizgileri..Çizgiler, eşit hatlarla birbirine geçmekte.Başka bir çocuk, sadece boyuyor sayfayı..Takmıyor ne çizgiyi, ne de boyaları..Üsüste bir daha, bir daha boyuyor öyle ki..
...

Çocuklar ellerini yıkamak için öğretmenden izin istiyor..Oyundan canı sıkılanlar yine, yanyana konulmuş çeşmelere diziliyor..Eller minik olunca , sabun tutmuyor..Yapbozlar gibi onlar da, havada zıplıyor..Çeşmelerin önünde küçük bir kız..Hantal bacaklarıyla, biraz beceriksiz..O en çok sabunları seviyor..Fakat, kocaman ve yuvarlak sabun ellerinde durmuyor..Çocuk hayaller kuruyor o kısa aralıkta..Baloncuklar uçuruyor ellerinden, üfürdükçe havaya..Şimdi tüm çocuklar baloncuk uçuruyor..Çok sürmüyor öğretmen çocukları yakalıyor..

Çocuklar sınıfa geçiyorlar, yaramazlık yapmış çocuk edasıyla..Uzun koridor zaman kazandırıyor yüzleri kızaran miniklere..Mis gibi kokuyorlar, tertemiz elleriyle..İşte teneffüs..Zil çalıyor yine..Çok sürmüyor uyarıyla gelen bu ceza da..Koşuyor çocuklar kapıya, bir anda..Okulun taşları oynuyor büyük bir titreşimle, aynı anda..Taşlarla arkadaş oluyor, öyle anlarda küçük kız..Taşların sesini duyuyor, taşlar ve koridor cansız..
...

Anaokulunda bir sabah..Çocuklar pembe ve mavi pitikareden elbiseleriyle yine okulun önünde..Kız meslekli büyükler çoktan sınıflarına geçmiş bile..İlk ders bahçede olacak deyince öğretmen, seviniyor tüm çocuklar..Sabahın ilk ışıklarıyla oraya buraya koşuyorlar yine..

"Bazı çocuklar yorgun gelir dünyaya..Omzunda yaşanmamışlıkların yüküyle..Herkes oyun oynarken sessizce oturmayı seçer böyle çocuklar..Bir köşede düşünmeyi..Aslında onlar da çok mutludurlar o bahçede olmaktan..Doya doya oyunlar oynamaktan"..

Anaokulunun merdivenlerinde bir kız çocuğu..Hem mutlu, hem hayal dolu..Öğretmeni eşlik ediyor bu yalnızlığa..Bazen sözcüklerin bile sessiz kalacağı bu karmaşaya..Oysa kavakları seyretmek daha zevkli bazen..Merdiven demirlerine yaslanmak öylece..Çocuklar tüyler kaçırırken hırkasından minik kızın..Öylece dalmak sonsuzluğa..Daha renkli gelir bazen insana, içinde olmak yerine, kenardan bakmak oyuna..Ya da hep oyunlardan kurulu, insan dolu dünyaya..
...

İşte gülümsüyor Meryem, öğretmenine..Gülümsüyor Öğretmen, Meryem'e..Öğretmenin omzunda örgüden bir şal..Kanatlarını andırıyor bir meleğin..Öğretmenin halinde bir başkalık var..Kendine çekiyor sevgiyle bakanı..Öğretmen çok şeker..Kısa bırakılmış saçlar ve rengarenk şalıyla, bir pencere öğretmen, dünyaya açılan..Herşeyi yeniden öğrendiğimiz bir çağda, yeni bir dünya o da..Herkes en çok onu seviyor..Aynı anda ve telaşla ondan ilgi istiyor..

"Yürümeyi ve konuşmayı geç öğrenmiş çocuk, geç öğreniyor oynanan oyunları da..Büyüdükçe biraz daha kendine çekiliyor, yeni hayaller kurdukça..Kimse incitmesin istiyor hayallerini..Kimse el değdirmesin renkli yalanlarla..Saklanıyor çocuk, yaşadıkça, hayatın ortasına..Daha bir dik duruyor meydanlar kalabalıklaştıkça..Çocuk korkmuyor hiçbir şeyden..Ürkütmüyor onu oyunlar"..

Sevdikçe diyor, kendine..Sevdikçe değişir dünya bir gün!..Biter hileler, yeni bir dünya kurulur..Tüm pisliklerden arınır, olur ya düşmanca oynanan oyunlar bile..Dost bakışlar kalır ardımızda bir gün!..

"Çocuk yürüyor..Küçük adımlarla kocaman hayaller yürüyor..Minik elleriyle, gökkuşağını boyuyor..Rengarenk güzelliklerle, dünya gülümsüyor..Yalnızca çocuk görüyor bu gülümsemeyi..Çözmeye çalışmadan, bilmeceyi"..

13 Ağustos 2011 4-5 dakika 75 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    yıne muhteşeme ımza atmışsın kardeşim..ben derımkı en kısa zamanda toplansın bu eserler ve kıtap olsun..

    tebrıkler şule

  • 13 yıl önce

    Bizler gitmedik, gidemedik zamanında ama şimdiki çocuklar çok şanslı Anaokulu konusunda, çünki devlet artık zorunlu eğitim kapsamına aldı anaokulu eğitimini. Çocuk dersiniz geçersiniz, küçük o, daha neyi düşünecek ki o bir lokma aklı ile dersiniz. Ne kadar yanlış bir yaklaşım çocuğa, halbu ki o kadar geniş duygu ve ruh dünyaları vardır ki, hele de eğitimlerine önem veren duyarlı bir ebeveynleri varsa. Benim iki çocuğumda zamanında devlet anaokuluna gittiler. Kişilik gelişiminde artık önemli bir basamak anaokulu, bunu ben söylemiyorum, pedagoglar söylüyor. Aslında bu eğitimin zorunlu hale gelmesinin yıllar önce yapılması gerekirdi kanımca, ama yine de geç kalınmış sayılmaz. Güzel bir yazı yine kutladım seni Şule...👍

  • Değerli Nurettin ağabey ve Ahmet ağabey!

    Anaokulu; seven bir çocuk için çok geliştirici..Ama istemeyen çocuk için de bir yük, sürekli tekrar eden..Günümüzde kreşle başlayan okul öncesi eğitim, çocuklarda sıkılganlığa sebep olsa da bizim zamanımızda altın değerindeydi ve bir ayrıcalıktı, seksenlerde..:)

    Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum..En kısa zamanda deneme ve öykülerimin değerlendirilmesini ben de çok istiyorum..Sağolun..👧