Arefe
Onu tanıdığıma gerçekten çok memnun oldum,deli dolu birisi ama temiz kalbli,sevecen,güler yüzlü,şen şakrak,iki çocuk annesi-biri kız biri oğlan-ve her konuştuğumuzda beni kahkahalara boğan biridir Arefe.İş yerimizin neşe kaynağı o izinli olduğu gün zaman hiç geçmiyor sanki,ses seda yok herkes sus pus olmuş bir cenaze evini andırırcasına.
"Pek muhatap olma bununla, sağı solu belli olmaz ansızın bir kavga çıkartıverir." demişlerdi oysa onu önceden tanıyan arkadaşlar.
O da küçük yaşlarda bir evlilik yapmış ne yazıkki,mutsuz ve umutsuz...Sırf çocuklarının hatrına bu zülme dayandığını her seferinde söyleyince çok üzülürüm.
Kısa sürede arkadaş oluverdik Arefe'yle ìçini döktü bana,güvendi .
Telefonunu elinden hiç düşürmüyor ya sürekli mesaj atar ya da dakikalarca telefonla konuşur bizden uzak bir köşeye giderek.Bir boşluğuma geliverdi herhalde:
-Enişte rahat bırakmıyor seni galiba çok kıskanç,deyiverdim.
-Yok,dedi,umrunda bile olmam.
-Baksana beş dakikada bir arıyor,seni sevmese,düşünmese senin üzerine düşer mi bu kadar,deyince:
-Bu kocam değil ki...
Dut yemiş bülbüle döndüm,ne diyeceğimi bilemedim,yutkundum,etrafa şöyle bir göz gezdirdim bizden başka kimse yoktu.
-Sevgilin mi?
-Neden şaşırdın,evet sevgilim.
-Ya kocan...
-Adını anma onun, nefret ediyorum ondan.Bana bir gün olsun insan gibi davranmadı hep bağırıp çağırdı,aşağıladı,ağlattı.Bir eşya gibi görülmekten bıktım artık ne yapsan etsem hep ben suçlu oluyorum.
Kocasını bir inat,iftira uğruna aldattığını ise şöyle anlatıyordu:
"Kız arkadaşlarımla gezmeye gitmiştik,güzel anlar geçirdik fakat burnumdan fitil fitil getirdi,kimle gitmişim,kimle beraber olmuşum falan filan.Dünyam başıma yıkıldı ve o günden itibaren aramız iyice açıldı,derken birisiyle tanıştık,aradığım herşeyi ben onda buldum sürekli görüşüyoruz işte."
Bir gözü de saatinde,mesai biter bitmez koşar adımlarla,iş yerinin önüne kendisini almaya gelen araca binerek gözlerden kaybolur hemen hemen hergün Arefe.