Artık Yas Tutmuyorum

Yüce Atatürk,

Aramızdan ayrılalı 73 yıl oldu. Seni özlüyoruz. Biliyorsun ki 12 gün önce Cumhuriyet Bayramımız vardı. Hani senin o "en büyük eserimdir" dediğin Cumhuriyet'in 88. yıldönümü. Sen ki, Cumhuriyet Bayramı'nın her koşulda tüm yurdumuzda büyük coşkularla ve gururla kutlanmasını isterdin. Kutladığın son Cumhuriyet Bayramı'nda ölüm döşeginde bir hastaydın. Konuşmaya bile mecalin yoktu. Törenlerin iptal edilmesini isteyenlere şiddetle karşı çıktın ve o halinle bile seni görmeye gelenlere görünüp bir de söylev verdin. Bu yıl Cumhuriyet Bayramında bir hafta önce doğudaki ilimiz Van'da bir deprem meydana geldi. 600 kadar yurttaşımız memleketi idare ettiğini sananların hatası yüzünden can verdi, ve işin garibi bunu "Allah'ın takdiri" olarak sundular. Ve yine memleketi idare ettiğini sananlar bu depremi fırsat bilip bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal ettiler.

Memleketimizde o kadar can kaybı varken bu kutlamaların iptal edilmesini bir dereceye kadar hoş karşılayabiliriz belki.. Ne de olsa Cumhuriyet kutlamalarını eğlence zanneden bir güruh var ülkemizde. Ancak, kutlamaları iptal eden kararnameyi imzalayan bakanlardan biri kendi evladının dügününü iptal etmedi Ata'm. "Randevusu önceden alındı, iptal edemezdik" dediler utanıp sıkılmadan. Ve bu Cumhuriyet'in randevusunun 88 yıl önce alındığını unutarak. Önceden kararlaştırıldığı üzere düğün yapıldı, eğlence yapıldı, oynandı, halaylar çekildi... Hem de ülkedeki deprem nedeni ile Cumhuriyet kutlamalarının iptal edildiğini açıkladıkları gün.. Haklarını yemeyelim, ayıp olur diye basını almadılar içeriye.. Yani dügün yokmuş gibi, eğlence olmamış gibi, halaylar çekilmemiş gibi gösterdiler bu millete yaptıkları rezaleti.. Hem ben "deprem nedeni ile yaslı" olmakla "Cumhuriyet Bayramı" kutlamaları arasında ne gibi bir ilinti var, bunu anlamış değilim. Bu bayram bizim övünç ve kıvanç günümüz. Herkesin ve her kesimin bu bayramın anlamını özümsemesi, kıvancını yaşaması, onurunu benliğinde hissetmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak, bu kıvancı yaşamamız, bu onuru hissetmemiz yasaklandı bu yıl.

Depremde milletimiz bütün ulusal felaketlerde olduğu gibi tek yürek oldu Ata'm. Herkes elinden geldiği kadarı ile yardıma koştu. Hatta benim Mersin'de oturan 35 yıllık bir sınıf arkadaşım modern iletişimin nimetlerinden faydalanıp "Van'da evini kaybeden bir aileyi bir yıl süre ile ve tüm ihtiyaçlarını karşılamak koşulu ile Mersin'de misafir etmek istediğini" ve bunun için kendisine yardımcı olunmasını duyurdu herkese. Bu Millet işte senin o en büyük eserinin bilinci ile bu birlik ve beraberliği, bu kardeşlik ruhununu sergiledi.. Bu ruhu yaratan bilincin kutlamalarını yasakladılar Ata'm.

Yani şunu demek istiyorum ki yüce Ata'm, iktidar sahipleri son yıllarda sen ve eserini unutturmak için gözle görülür bir gayret içindeler. Bunun için her fırsatı kollamakta, kendilerince uygun gördükleri her anı zorlama nedenlerle değerlendirmekteler.. Zaten biliyorsun ki sen ve eserlerinle, devrimlerinle başları pek hoş değil. Kurduğun Cumhuriyet'i dış ülkelere şikayet edip ilkelerinden şikayetçi oldular. Hatta, "ilkelerine aykırı eylemlerin odağı" oldukları yüce mahkeme tarafından tescil edildi. İşte bu zihniyet bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yasakladı... Ancak, hiç beklemedikleri birşey oldu Ata'm. Bu millet yine sana olan sevgisi ve kurduğun Cumhuriyet'in bir ferdi olmanın coşkusu ile ellerinde bayraklarla sokaklara döküldü.. Hiçbir organizasyon olmadan, hiçbir ön hazırlık yapılmaksızın, hiçbir planlı gösteri olmaksızın eline bayrak alan sokaklara koştu, meşaleler tutuşturdu, elele tutup Cumhuriyet türküleri söylediler. Yani ilk kez bir resmi organizasyon olmadan, yalandan, dolandan, riyakarlıktan, sahtekarlıktan uzak bir kutlama yaşadı ülkemiz. Resmi protokolun asık yüzlü ileri gelenleri değil, halk kutladı kendi gönlünce. Hani derler ya, "her şerde bir hayır vardır" diye.. İşte seninle kavgalı kafaların yasakladığı kutlamalar bir halk hareketi doğurdu bu bayram. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Bodrum'da, kısaca yurdun hemen her kesiminde yurttaşlar kendiliğinden bir araya toplandı, coşku ile seni andı, coşku ile yürüdü ve kıvancını tüm dünyaya ilan etti Ata'm. İşte bu nedenle ben artık yas tutmuyorum Ata'm. Görüyorum ki sen ve eserin bu milletin yüreğinde yaşıyor. Hem de tüm engellemelere, tüm yasaklamalara, seni ve ilkelerini unutturma adına yürüttükleri tüm çabalara rağmen. Ve salt 10 Kasım'da değil, her gün anıyorum seni.

Sen ki, "özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" derdin.
Sen ki, dünyanın kanını emen ve "toprakları üzerinde güneş batmayan" vahşi emperyalizmi dize getiren dünyadaki ilk ve tek liderdin.
Sen ki, "benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidar kalacaktır" demiştin.

Bir kez daha gördüm ve iman ettim ki Ata'm, kurduğun Cumhuriyet ve ilkelerin sonsuza kadar yaşayacaktır. Çünkü bu millet ona kazandırdığın nimetlerin farkındadır ve kıymetini bilmektedir. Hiçbir art niyetli çaba seni bu milletin gönlünden silemiyecektir Ata'm.

İşte yine bu gün aramızdan ayrılışının yıldönümü. Her yıl 10 Kasım'da olduğu gibi yine yüzbinler ellerinde çiçeklerle sana yürüyecek, sana olan sevgilerini dile getirecek ve seni anacaklar. Hiçbir güç, hiçbir engelleme seni gönlümüzden söküp atamaz. Yine bayrak denizinde yüzecek yurdumuz. Yine seni anıp seni anlatacağız anlamayanlara..

Rahat uyu büyük Atatürk. Nur içinde yat.

09 Kasım 2011 5-6 dakika 14 öyküsü var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (4)
  • 13 yıl önce

    Hasret ve rahmetle anıyoruz....Ruhu şad olsun....... Saygılarımla.......

  • 13 yıl önce

    Çok güzel. Mehmet Şeref beyin yüreğine sağlık, duygulandım okurken ve de çok mutlu oldum.

    Ne güzel hakedeni hakkı ile karşılamak.

    Tebriklerim kalsın şimdilik, eminim tekrar döneceğim bu öyküye 😙

  • 13 yıl önce

    Sen ki, "benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidar kalacaktır" demiştin....

    ruhu shad olsun mezari nurla dolsun...Kutluyorum Mehmet Sheref bey cok anlamli yazinizi...selamlar Almaniyaya Azerbaycandan..

  • 13 yıl önce

    her harfin yürekten katılıyorum üstadım...cumhuriyetle kavgası olanlara cumhuriyeti sevenler adına verilebilecek çok güzel bir cevap.. yüreğiniz kaleminiz dert görmesin her dem saygımla