Aşk
Yüz yıllar önce sevgisizlikten, aşksızlıktan şikâyet eden bir ülke varmış. Fakat bunlar yaptıkları şeylerle aşkın canını çok yakarlarmış Her seferinde aşk affedermiş bu biçareleri . Artık aşk o kadar yorulmuş ki insanların kendisini hor kullanmasından, yaralanmaktan, kırılmaktan o kadar yorulmuş ki artık kimsenin gönlüne düşmek istememiş.. İnsanları mutlu etmek bile onu huzura erdirmiyor ıstırabını gecelerine katık ediyormuş çünkü insanlar onun değerini bilmemiş ve kovmuşlar ülkelerinden. Çok kırılmış aşk darılmış tüm insanlığa fakat ruhlarını kaybetmişlere bir ders vermek lazım gelmiş
Ve böylece asırlarca insanlığın kaderini çizen bir yola çıkmış insanlığı terk ederek alıp başını hiç kimsenin bilmediği ısız bir mağaraya kapatmış kendini sessizce
Zaman zamanı kovalamış insanların mutsuzluğu artık dilden dile dolaşır olmuş insanlarda sevgisizlik, birbirine saygısızlıklar başlamış ülke de huzursuzluk baş göstermiş
Herkes birbirlerine soruyormuşbiz böyle değildik ne oldu bize diye zeki biri anlamış demiş ki
Bizi sevgisizlik ve aşksızlık bu hale getirdi cezamızı çekiyoruz hemen aşkı bulmalıyız ki döne bilelim eski günlerimize yeniden.
Başlamış herkes aşkı dağlarda taşlarda her yerde kadın erkek aramaya ama kimse izine rastlamamış
Diz kırmış vezirler ülkenin ileri gelenleri padişahım halk birbirini kırıyor huzursuzluk kol geziyor ülkede medet ya padişahım demişler
Padişah her yere haber salın mutluluğu bilen bir cana ulaşın tez gelsin yamacıma anlatsın mutluluğu nasıl yakalarmış
Her yere ulaklar salınmış vezirler bir oduncunun kapısında soluklanmış
Hey ihtiyar demişler gel hele gel anlat bakalım mutluluğun sırrını padişah adına
Söyle bir bakmış yaşlı adam gülmüş kendi kendine
Eğer demiş siz bunu at üstünde arıyorsanız nafile
İç sesinizi dinlememek niye
Şaşırmış adamlar ne demek istiyorsun laf kalabalığı yapma demişler
Adam açmış ağzını
Siz aşkı sevgiyi lime lime ederek kovdunuz ülkeden
Bense onu içime hapsettim, çevreme verdim, taşlara topraklara, insanların üstüne serptim
Her sabah kalktığımda bugün bana verilen her şeye şükrettim güne gülen gözlerle başladım
İşte aşkı ben böyle yaşadım
Şimdi aşk saklandı korkuyor insanlığın zulümlerinden demiş
Şaşırmış gelenler niye korksun get işine demişler
Bunak deyip dönüp gitmişler
Ve aşk duymuş herkesin kendini aradığını ama o kadar kırgınmış ki bir o kadarda üzgün açmamış kapısını çıkmamış yine de ortaya birazda ihtiyara inanmadıklarını görünce daha dersini almamış bunlar demiş
Ve son dersini vermek için insanoğluna
Süzülmüş yedi kat yerin altına bırakmış kendini yerin altındaki ateş çukuruna
O günden beri her insan aşkı ararmış
Bulan ise çayır çayır ateşinde yanarmış
Gökten üç elma düşmüş biri bana, biri sana, biride aşkı arayanlara