Aşkın Bedeli

Bunları sana yazıyorum Gülşen abla sana. Belki okursun, belki için sızlar ve utanırsın diye. Benim kim olduğumu merak ediyorsan söyleyeyim yan komşunuzun oğlu Ahmet. Hani seni ölümüne seven adamdan aşk mektupları getirdiğinde 25 kuruş verdiğin çocuk var ya, işte o Ahmet. Hani kibrit kutusuna mektup koyup ta Emin abime atarken yanlışlıkla komşunun penceresinden içeri girdiği için beni o pencereye çıkartıp elin evinden aşk mektubunu aldırdığın o küçük Ahmet . Dilerim yüzün gülmesin, göz yaşın da dinmesin. Sen aşıkların yüz karasısın. Sen bu şehirdeki herkesin gönül yarasısın. Sen hem vicdan yoksulu hem de sevgi fukarasısın. Sen hepimizi yasa boğdun. Sen açmayan gülleri soldurdun. Sen seni ölümüne seven günahsız bir adamı öldürdün. Bu kötü yazıyı sen yazdın. Aşkın büyüsünü sen bozdun. Lanet olsun sana Artık Emin abim yok. Geçen hafta pazar günü mezarlıkta annesinin mezarının yanındaki dut ağacının dalında asılı buldular. Boğazında senin verdiğin sarı eşarp, ayaklarının dibinde de senin mektupların ve köpeği boncuk vardı. Annesi öldükten sonra dünyadaki tek sevdiği ve bel bağladığı sendin sen. Zengin diye Antepli ağaya vardın da başın göğe mi erdi. Yoksa bu dünyayı mevlam sana mı verdi. O toprakta yatarken sen Antepli ağanın koynunda rahat mı yatacaksın. Antepli ağa seni severken hiç mi utanmayacaksın. Emin abiyle buluştuğunuz o islim damlarını, aşkla seviştiğiniz o vuslat anlarını nasıl unutacaksın. İçin yanmayacak mı? Kanın donmayacak mı? Bir gün sende öleceksin ve onun yanına gideceksin. Merak ediyorum mahşerde hangi yalanı söyleyeceksin, nasıl hesap vereceksin. Yemin ediyorum orada şahit olarak ben doğruları söyleyeceğim ve sen cehenneme gideceksin. O garip aşkına sadık kaldı. Yalnız seni sevdi, senin için yaşadı ve senin için öldü. Sen onun küçük kaniş köpeği kadar da olamadın. O hayvan bile sevdiği insan için günlerce perişan oldu. Onunda yüreğinde sevdiği insanı kaybetmenin acısı ve matemi vardı. Günlerce buralarda yetim gibi dolandı durdu sonra da ortalıktan kayboldu. Mezarlık bekçisinin dediğine göre son üç gün mezarlıkta aç ve susuz Emin abinin mezarının başından ayrılmamış geceleri de sabaha kadar ulumuş durmuş. Sonrasında da hayvancağıza ne olduğunu bilen yok. Senin bu yaptığına hayvan bile dayanamadı. Ya kahrından öldü, ya da başını alıp gitti. Lafa gelince köpek dersin ama o bile senden haysiyetli ve onurlu çıktı. Aşkını bilmem ama dostluğu da ve sevgisi de gerçekmiş. Sen onun kadar da olamadın aşka ve sevgiye sahip çıkamadın. Sen sadece masum bir insanı değil aşkı, sevgiyi de öldürdün. Hepimizi ağlattın, Antepli ağayı güldürdün. Yıllarca evimize çeyiz hazırlıyorum diye Emin abiden aldığın paralarla hazırladığın yatakta nasıl yatacaksın. Çocuğun olursa yüzüne nasıl bakacaksın. Çocuk dedim de aklıma geldi. Emin abinin avucunda birde küçük kağıt vardı, içinde de: Gülşen bu dut ağacı ve mezardaki anam şahidimdir. Ben sana verdiğim sözü tuttum. Senden başkasına yar olmadım. Ama sen beni aldattın ele yar oldun. Bari son dileğimi yerine getir. Oğlun olursa adını Emin, kızın olursa adını Emine koy diye yazıyordu. Bilmem ki sana ne diyeyim. Yazık ettin aslan gibi adama yazık. Senin için harcanan zamana yazık. Aşığa ettiğin zulüme yazık. Uğruna gidilen ölüme yazık. Yazık ettin sen her şeye yazık. ALLAHTAN dilerim hiç ölmeyesin. gözlerin kör ola gün görmeyesin, Soyunda kuruya töremeyesin, elin ve ayağın kurusun çot olsun, içtiklerin zıkkım, yediklerinde acı diken, ot olsun.

12.02.2009.

12 Şubat 2009 3-4 dakika 8 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    Yazınızı zevkle okudum Çok güzeldi Saygılar.