Aşktan Adam
Havuç burnu kömür gözleri, boğazına atkı sarılmış klasik kardan adamlar yapardım küçükken. Kardan adam yapmak küçüklüğümde kış modasıydı. Sırılsıklam olduğumuz kartopu savaşlarından önce her gurup kendi kardan adamını yapardı ve karşı gurubun kardan adamını yıkana kadar da sürerdi kar savaşları.
Şimdiki kışlardaysa kardan adam görmek istisna bir olay oldu. Anlattığım küçüklük anılarımdan etkilenmiş olacak ki küçük kızım beni bahçeye çağırıp, 'bak baba kardan ne yaptım' dedi.
Eline vazodaki çiçekler tutturulmuş, gözlerine kalp şeklinde ki çikolata kutuları sıkıştırılmış, boynunaysa kırmızı kravatım geçirilmiş bir kar yığını. Kızım bu ne diyorum, 'aşktan adam' diye cevap veriyor, 'dün gece bana hikâyesini anlattığın'
Annesi durmuş bizi izliyor, 'bak hayatım kızımız karda aşkı bulmuş' diyorum. 'Sen aşk değil tarih öğretmenisin, Kars'ta gribi bulmadan önce gelin içeri. Buraya yeni tayin olduğunu unutma daha havasına alışık değilsiniz' diyor.
Aşk öğretmeni fikri takılıyor aklıma, belki masallarla da olsa küçüklere aşkı öğretmeliydi büyükler ve tabi ayrılığı da. Aşktan adamlar yapıp aşk topu savaşları yaptırmalıydık hikâyelerde. Havasına alışık olurlardı aşkların ve ayrılıkların, ileride aşktan sırılsıklam olduklarında bu kadar kolay üşütmezlerdi...