Ateş Pahası
Sadece eski bayramların mı tadı tuzu kalmadı,eski dostlukların,eski arkadaşlıkların,eski komşulukların ve eski çarşı pazarların...
Çocukluğumuzda can atardık babalarımızın bizi pazara götürmesi ve ordan üst baş alıvermesi için,tarih işte,bir zamanlar gitmek için can attığımız o yerler,şimdilerde can çekişip kan ağlıyor....
-Onlar buraya gelse de göstersek şu hali,diyor,bir satıcı, malum seçim yarışına girmiş siyasi liderleri kastederek.
-Onların buraya yolu düşmez,düşse de üç dakikayı geçmez,diyor diğer satıcı sabahtan beri siftah yapamamanın verdiği hüzün ve endişeyle.
"Gel kardeşim,iki alana bir bedava."
"Kimse mağdur olmasın,herkesin yüzü gülsün,üç alana bir bedava."
"Alsan da almasan da gel abim,bir çayımızı iç!"
"Aramızda üç beş kuruşun lafı olur ya,ne sen fakir olursun ne ben zengin olurum, verdim gitti." diyerek pazar atmosferini canlandıran, avazı çıkana kadar bağırıp müşterilerin dikkatini çekerek kesesini dolduran satıcılar yok artık pazarlarda, her şey ateş pahasına...
Alan da mutsuz satan da.
Alan da umutsuz satan da bu gidişatlardan.
Alanın pişmanlığı satanınsa kararsızlığı..
Şimdiye kadar et ile tırnak gibiydiler oysa,ne oldu onları böylesine birbirlerine düşüren?
Pazarlar hem ticaretin kalbidir hem de sosyalleşmenin kaynağıdır, inşallah, tez zamanda eski heyecanına kavuşması dileğiyle...
Evet piyasada her şey çok pahalı daha da pahalı olacak ancak maliyeti en ucuz olan tek şey insanmış öğrendik Tebrikler Hüseyin bey