Ayla

Saatler adeta günler kadar uzun geliyordu Ayla’ya .Öyle heyecanlıydı ki durduğu yerde duramıyor ’Yeter artık otur’ diyordu kocası.’Bu kadar heyecan kalbine iyi gelmiyor biliyorsun.Sonra hasta olacaksın ’Fakat onu duymuyordu ,tırnaklarını kemiriyordu heyecandan. Koridorda bir aşağı bir yukarı mekik dokuyordu adeta . Ne kadar zaman olmuştu farkında değildi.Onu görme isteği dayanılmaz oluyordu.
Ne kadar zamandır görüşmüyorlardı,ne kadar zamandır ondan uzaktı neler yaşamıştı neler olmuştu hayatında.Hep sorular sorular kemiriyordu içini.Yıllardır cevap bulamadığı sorular.Soluksuz soracaktı bunları ,alacağı cevabın ne olacağını umursamadan soracaktı.
Beklerken yıllar öncesinde gezindi zihni.O günler film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden.
...
Kaç yaşındaydı hatırlayamadı bir gün ateşlenmişti annesi ,ablası başında pervane olmuş dönüyorlardı ,onların onu ne kadar çok sevdiklerini o zaman daha iyi anlamıştı.Uyur uyanık yatağında bir o yana bir buyana dönüp duruyordu, aslında uyuyordu fakat huzursuz bir uykuydu.Her tarafı müthiş ağrıyordu .Annesi doktorun yazdığı ilaçları vermişti kendisine fakat hiç biri fayda etmemişti.Arkadaşlarıyla aralarında anlattıkları korku hikayeleri yaratıklarının hepsi kabuslarında toplanmıştı adeta.Rüyalar ard arda bir birini izliyordu.Huzursuzluğu arttıkça artıyordu yatağında ter içinde arada bir gözlerini aralıyordu.Gözleri annesine takılıyordu baş ucunda eli alnında ateşine bakıyor,terini siliyor ,üzgün gözlerle onu iyileştirmek için elinden geleni yapıyordu.Arada telefonla konuştuğunu duyuyordu fakat sesler o kadar derinden geliyordu ki anlayamıyordu..
O rüyalarında onu kovalayan yaratıkların verdiği korku kaplıyordu bir an içini,biri elinde diğeri kolundan bir diğeri saçlarından çekiştiriyorlardı onu.Korkunun en koyusunu yaşıyordu .Uyanmak için kendini zorluyordu fakat bir türlü gözlerini açamıyordu. Ancak ateşini düşürmek için annesinin alnına koyduğu soğuk bezin etkisiyle kendine gelebilmişti. Gözlerini açtığında baş ucunda ablasının ona endişeyle baktığını gördü.
Günlerce yatakta kalmıştı bu hastalık yüzünden. Hayatında unutamadığı ,çocukluğunu düşündüğü zamanlar hep aklına gelirdi.
Zihninde onca anı fırtınası yaşıyordu bekleyiş sürdükçe heyecanı arttıkça artıyordu.Yüreği kuş misali çırpınıyor göğüs kafesini yırtıp çıkacak gibi hissediyordu.
Hastalandığı o yılın yazı ailece yaz tatillerini geçirmek üzere sahil kasabası olan Kuşadası’na gitmek için heyecanla hazırlıklar yapıyorlardı annesi ve ablasıyla. Valizlerini hazırlarlarken annesine takılmıştı gözleri uzun süre izledi. Ona güven ve huzur veren bir yüzü vardı ki hiçbir şeyden korkmaması gerektiğini anladı.
Babası valizleri akşamdan arabaya yerleştirdi. Sabah erkenden yola çıkmaları gerekiyordu. Saatin zili çaldığında akrep 6’yı gösteriyordu .Hep birlikte kahvaltı yapmadan yola koyuldular çünkü babaları onlara yolda her zaman konakladıkları yerde kahvaltı yaptıracaktı.Günün ilk ışıkları arabanın camına vuruyordu ,göz kamaştırıcı bir aydınlık vardı.Ablası ile arka koltukta oturuyorlardı .Erken olduğu için uykusunu alamamış olmalı ki gözleri kapanıyordu. Henüz yola çıkalı yarım saat olmuştu ki babasının ani yaptığı frenle gözlerini açtı...
Ve ...
Gerisini hatırlamıyordu.Gözlerini açtığında hastane odasındaydı.kolu ve bacağı alçıdaydı .Annesini aradı gözleri yoktu hemşirelere sorduğunda hep onu geçiştirici cevaplar verdiler.Anlayamamıştı çocuk aklıyla ancak birkaç gün sonra fark etti ki annesi artık gelmeyecekti.Ne kadar çok ağlamıştı günlerce hiçbir şey yememişti.
O kazada anne ve babasını kaybetmişti ablası ile ikisi kalmıştı bu koskoca dünyada. Yapayalnızdı işte eski korkuları yine başlamıştı ,öyle korkuyordu anne ve babası olmadan ne yapabilirdi nasıl yaşardı.
İyileşip hastaneden çıkacaklarından bir gün önce hemşire odanın kapısında çok şık giyimli bir bayanla belirdi.O bayan çocuk esirgeme kurumunda görevliymiş.Kendisini ve ablasını götüreceğini söyledi .Artık evleri yuva olacakmış. Burada ki çocukların bir kısmı kendisi gibi anne ve babasını kaybetmiş ,bir kısmı da anne ve babası hayatta olan çocuklardı.Çocuk aklı almıyordu ,nasıl bir anne ve baba çocuğunu yuvaya bırakabilirdi. Nasıl onları sevgilerinden mahrum bırakabilirler. Anlamıyordu anlayamıyordu. Yuvada en çok onlara üzülüyordu
Yuvada 11 yaşına geldiğinde bir aile onu evlat edindi.Böylece ablasından da ayrılmıştı.Tamamen yalnızdı artık.Korucu aile olarak verilen bu aile ona çok iyi bakmış en iyi şekilde eğitimini sağlamış ,ailesini aratmamaya çalışmıştı fakat hayatı boyunca ailesini hiç unutmadı .Her gece yatağı yattığında onlar gözlerinin önündeydi.
Yıllarca ablasını bulmaya çalışsa da hep aramaları boşa çıkmıştı taki bu güne kadar
Eşinin sesiyle kendine geldi. Onun kaşıyla işaret ettiği yöne baktığında onu gördü.Gözlerine yağmur kurulmuş gibi akıyordu damlalar,hayalini kurduğu bu an gelmişti olduğu yerde kala kalmıştı koşmak ,boynuna sarılmak istiyordu fakat hareket edemiyordu nedense...

17 Temmuz 2023 4-5 dakika 4 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 16 ay önce

    Hüzünle başlayıp umutla biten bir yaşam öyküsü Kutlarım Saniye hanım sevgiler