babaların evlat sevgisi
Doğduğum günden beri tek tek hesapladım yaşımı tahminen 26'yla 27 arası ömür dediğimiz bu yolun belkide ikinci yarısı bilmiyorum üçüncüsünü görecekmiyim ne diyelim kader kısmet
bazen kızıyorum yada garipsiyorum kendi kendime yalnız kalınca düşünmeye başlıyorum
nasıl oluyorda hissedemiyorum zamanın bu kadar hızlı aktığını diğer bir taraftanda sadece benmiyim bunu fark edemeyen diye
aklıma takılıyor arada birde uykularımın kaçmasına sebep oluyor ne yapalım bunada şükür hiç olmazsa hasarım birkaç gece uykusuz kalmak
bazende birer birer çeviriyorum zihnimde geçmişimin yazılı olduğu o tozlu sayfaları bu geceki sayfada hayatımda en mutlu olduğum günü hatırladım
yavaş yavaş netleşti gözümde o gün evet hatırladım şimdi o gün babam bana kıyafet almıştı neden mutlu olduğumuda hatırlıyorum
çünkü hayatımda bana alınan ilk elbiseydi daha doğrusu benim aklımın erdiği ilk rengini bile unutmadım üstünden onca yıl geçmesine rağmen
sapsarı bir pantolon birde aynı ona benzeyen sarı gömlek büyük bir ihtimalle altlı üstlü takım elbise ne kadarda yakışmıştı
yakıştığınımı nerden biliyorum o takımı giydiğimde etrafımdaki herkesin hayran bakışlarını hatırlıyorumda ondan
elbisem sarı bense elbisemden daha sarıyım tabi akrabaya eşe dosta görmeyenlere böbürlenerek anlatmak için bu anı ölümsüzleştirmek ve albüme yeni bir resim eklemek için doğruca fotoğrafçıya gittiğimizi ailece ve ayrı ayrı hepimizin fotoğraf çekildiğimizi hatırlıyorum
daha sonrası karanlık bir sayfa Ya da diğer adıyla büyük bir muamma hafızamda bölük pörçük hatırladıklarımsa ağladığım hemde çok ablamlar yanımda anneminse beni susturmak için olanca çabasıyla bir şeyler söylediği babamınsa gergin ve bir o kadarda sinirli halde anneme bağırıp çağırmasıydı en son hatırladığım şey sinirli bir vaziyette üstümdeki bana en çok yakışan sarı kıyafetimi parçalayıp yırtması idi gerisi zifiri karanlık o an her halde bayıldım
benim yerimde siz olsanız ne hissederdiniz o altı yaşındaki çocuğun yerinde olsaydınız evet bende öyle düşündüm neden babam bana aldığı kıyafetimi parçalayıp üstümden çıkarmıştı evet kesinlikle babam beni hiç sevmiyordu en azından ablamlar kadar sevmiyordu böyle düşünüyordum
taki yıllardan sonra annemle o günlerden sohbet ederken konusu geçince annem benim hiç bilmediğim gerçekleri daha doğrusu olayların gelişimini anlattığında gözümden akan yaşları hatırlıyorum şimdi pişmanlıklar içinde
babamın sinirlenip parçalara ayırdığı sarı takım elbisemin başıma ne işler açtığını öğrendim her şey benim sürekli ağlamamla başlamış ağlarkende bir anda bayılıp kalıyormuşum annem gittikleri doktorların sayısını bilmediğini söylüyor ama hatırladığı tek birşey varmış hiçbirinin benim hakkımda bir teşhis koyamadığı babamsa her doktordan gelişinde bir köşede gizli gizli ağlıyormuş işte o aralar babamın dikkatini bir şey çekmiş her misafirliğe gittiğimizde sarı takım elbisemi giydirip beni dışarı çıkarıyorlar eve döndüğümüzde rahatsızlanıyormuşum bu düşüncesini anneme anlatmış
''hanım bu çocuğa bu kıyafeti giydirme her halde nazarlanıyor''
tabi annem dinlermi böyle şeyleri batıl inanç deyip geçmiş birde elaleme hava atacak ya inadına sarı kıyafeti giydiriyormuş en son misafirlikten döndüğümüz bir akşam eve girer girmez fenalaşıyorum ağlayarak bayıldığımda babam üzüntünün ve çaresizliğin vermiş olduğu duyguyla dalıyor benim sarı kıyafete başlıyor yırtıp parçalamaya ondan sonraki aylarda hatta yıllarda ben hiç bayılmıyorum
olanda yine babama oluyor annemden olanca fırça birde bana yeni kıyafet için para annem bunları anlattıktan sonra yaşam felsefem değişti
hani derler ya babalar annelerden daha az sever evlatlarını diye kim demişse yalan söylemiş onlar bize kıyafet almak için çalıştıklarından bizi ancak uykularımızda sevebiliyorlar biz ise bunu ancak onları kaybettikten sonra anlayıp kavrayabiliyoruz
her gece dua ediyorum rabbime babam gibi bir baba olmayı bana nasip eylesin diye mekanın cenneten bir bahçe olsun babam rahat uyu seni çok seviyorum oğlun seni hiç unutmuyor
Gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsin , kutlarım.
Diyorsun ya; -uykularımızda sevebiliyorlar
aynısını benim kızlarımda yaşıyor.
Anlatımın harika, sade bir dille,
TEBRİKLER