Babam
2001 yılı, İzmir Atatürk Lisesi'nin 113. yıl mezuniyet töreni.. İçimdeki heyecanı kontrol etmek çok güç. Arabanın devirini yüksek tutunca hararet yapar ya, bende öyleyim. Bütün kanım yanaklarımda. Ailem bu mutlu günü görmek için geldiler. Annem, babam, teyzem, anneannem, kuzenlerim hepberaberiz. Üstümde kırmızı cübbem ve kepim sınıfımızın anonsunu bekliyoruz...
"11-F öğrencileri...." anons yapılıyor, kırmızı halıdan merkez bina merdivenlerine ilerliyoruz... Herkesin yüzü gülüyor, veliler çocuklarının fotoğraflarını çekiyor, videoya kayıt ediyorlar ömürde sadece bir defa yaşanacak olayı ölümsüzleştirmek için. Ben orta sıradayım, solda. Yanımda en sevdiğim öğretmenlerimden müdür baş yardımcısı rahmetli Akın Yılmazkor var. O da mutlu, "Kurtulduk lan sizden" diyor bana gülerek. Sınıf öğretmenimiz çağrılıyor ve bize diploma mahiyetinde kurdelalı kağılar vermeye başlıyor. Flaşlar gözlerimizi alıyor ve o kamaşmayla töreni bitiriyoruz, "Biz mezun olduk diğerlerine yer açalım, hoppa kaçalım" diyoruz son defa birbirimize sarılıyoruz tüm sınıf.
O günün önemi büyük çünkü Cuma... Pazar günü ÖSS'ye gireceğiz. Aslında bir çeşit moraldi yaşananlar... "Eee mezun oldun bunu güzel bir yemekle taçlandırmak lazım" diyor babam. Menderes'e doğru yola çıkıyoruz yemek için ailecek...
Eski bir restoranta giriyoruz, herkes buraya gelirmiş. İniyoruz arabadan ve ben hemen yerimi alıyorum masada, öylesine açım ki... Muhabbetle beraber hoş bir yemek yiyoruz, hafiften midem şişmeye başlıyor balon gibi... Anladım masadan kalma zamanı, doydum. Kuzenimi alıp arabaya gidiyoruz müzik dinlemeye. Babam ve eniştem rakılarını yudumluyorlar... Çok mutluyum çoook!
Artık gitme vakti aslında biraz erken geldi bana, babam kolay kolay o masayı bırakmazdı ama neyse... Babam arabaya biner binmez "Anneanneni sağlık ocağına götüreceğiz, tansiyonu düşmüş" dedi. Panikledim hemen, ama görünce rahatladım, anneannem iyi. Menderes sağlık ocağına geldik, ben arabadan inmedim hemen döneceklerini söylediler. Yaklaşık 20 dakika yıldızlarla kuşanmış gökyüzünü izledim, Pazar günü aklımda. Sınav için heyecanlı değilim aksine büyük bir rahatlık var. Mükemmel bir gece geçirdim daha ne olsun?
Pazar sınavda rahattım. Sınavdan hemen sonraı İzmir'deki kiralık evimizin eşyalarını taşıdık babam annem ve ben. Sanırım sınavdaki rahatlığın acısı burda çıkıyor... Uzun ve yorucu bir gün oldu...
Bir ay sonra annem benimle konuşmak istediğini söyledi. "Oğlum mezuniyetten sonra gece yemeğini hatırlıyorsun değil mi?" dedi. Bende başımı salladım hiç birşey söylemeden. Annemin ses tonundan belliydi o gece farklı olayların meydana geldiği."O gün hastalanan anneannen değil babandı" dedi ve sıcak sular başımdan aşağı döküldü. "Yemek sırasında rahatsızlandı, sandalyesinden düştü, nabzı atmıyordu. Her ne olduysa 1 dakika içinde kendine geldi ve birşeyinin olmadığını söyledi. Sadece biraz halsizim dedi"... Annem anlattıkça şaşkınlıktan öyle bakakalmışım göz yaşlarımla. "O sağlık ocağında babana serum verdiler ve sana birşey hissettirmemek için direksiyon başına oturdu" dedi... Ben annemin yanından hemen uzaklaştım... "Baba!" diye bağırarak, göz yaşlarıyla evin içinde babamı aramaya başladım. Onu gördüm ve sarıldım tüm sevgimle. Bana "Senin için herşeyi yaparım oğlum" dedi... Tüm duygularımın tek bir konuda birleştiği andı çünkü o benim BABAMDI!....
imla hataları ve bazı yanlış anlatımlar olmuş sanırım. özrümü kabul edin.
üm duygularımın tek bir konuda birleştiği andı çünkü o benim BABAMDI!....
yaşananları güzel yansıtmışsın kutlarım👍