Bana Gönderilmiş Bir Mektuptur

Bu mektubu mutlaka okuyun öykü mektubun içinde zaten...



Merhaba hayat yoldaşım, arkadaşım...

Her şey güzel idi. Yaşam, sağlık, dürüstlük ve en önemlisi dostluk, Her şey senle güzeldi.
Güzeldi yıllar boyu doğru bildiğimiz yanlışlarımız. Yanlış bildiğimiz doğrularımız inan her şey senle güzeldi. Güzeldi sen gibi bir efsanenin küçücük bir deryaya sığınmış olması. Çelişkili bir durumdur ama senle olan hasret bile güzeldi.

Hastalığım oldukça arttı doktorlar geveze kar olmuşlar görmen lazım. Bazen her şey gözlerimin önünde bir film şeridi gibi kayıp gidiyor. İnan seni çok ama çok özlüyorum, Gözlerini şiirlerini, titrek sesini, liderliğini.

Bir sabah uyanıp televizyonumu açtığımda seni bir siyaset meydanında bir başbakan yâda sanat camiasında bir imparator dahası her şeye rest çekmiş dağa çıkmış bir firari olarak görürsem inan şaşırmam. Siyaset politika sanat yazarlık sanadır. Hala bana verdiğin dört yüz sayfalık şiir defterini saklıyorum. Her gün yeni, yeni, yeni baştan okuyorum. Okuduğumda belki ağlıyorumdur ama inan her okuduğumda sen ile benim var olma sebebini tekrar, tekrar anlıyorum. Telefonlarına cevap veremediğim için bana kızıyorsun biliyorum. Geçenlerde Mert'e bana karşı kızgın olduğunu söylemişsin. Dostum yürek karındaşım şunu unutma ki benim senin sesine cevap verecek kadar cesaretim kalmadı. En son seni aradığımda sesimiz hıçkırıklara karışması ikim izinde saatlerce birbirimizin sessizliğini dinlemesi, bana ne kadar acı verdiğini bilseydin inan beni daha iyi anlardın.

Dostum sana dostum demek ne güzel. Ne güzel sen yokken dahi senle olabilmek. Ne güzel senin yokluğunda seni özlemek. Ne güzel sen yaşarken öle bilmek. Ne güzeldir ölürken dahi seve ve sevile bilmek. Ne güzel toplum, kitap, kanunla yasaklanan her şeyi senle yaşaya bilmek. Senin dostun olabilmek ne kadar da güzel...

Melengiç kahvesi harici tüm içecekleri bana yasakladılar. Bunda ilahi bir ferman yok mudur? Senin en çok sevdiğin kahve melengiç kahvesi değilmidir. İçtikçe kokunu alıyorum. Kendimi bambaşka bir diyarda yani Kâhta'nın Öğretmen evi lokalinde yâda İstanbul Polat otelinde hissediyorum. Sen ise tam karşımda durmuş bana bakıyor oluyorsun...

İnsanlar dişleriyle bebek yüreklerini, sakal kıllarıyla çocukluğunu, Saçlarındaki akları ile gençliğini, ölüm ile ise gerçek dostluğunu ya da dostunu yitirir demiştin. Seni şimdi daha iyi anlıyorum. İnan anladığım kadar özüyorum.

Bu arada bana özel ?arkadaş? isminde bir şiir yazacaktın son gece bunu bana yazamadın. Daha doğrusu bana yazmana fırsat vermedim. Saatlerce hüzünlü bir sabahı ve ayrılığı bekledik. Yazacağından eminim. Bana ya da Mert e yollarsın ayın 17 sine kadar yollarsan iyi olur çünkü ondan sonra ameliyata alınacam. Bu arada sana bir ilahi ferman örneği daha biz ayın 17 sinde tanışmıştık. İhalenin ilk günüydü oradan biliyorum. Olurda ölüm haberimi alırsan seni sensizliğime terk etmiş olduğumdan emin ol ve sakın ağlama. Ağlarsan bana ihanet etmiş olursun. Ağlama ama beni de unutma. Şiirini ayın 17 sine hazırlayamazsan yinede yaz inan ben o şiiri okumuş olacağım.
Yalçın Akarslan İyiki varsın. Seni hep seveceğim. Nefesimin yettiği kadar anacağım
Seni her şeyden çok seven arkadaşın
Metin Günakın
11.03.2004



Yukarıdaki mektup metin günakın tarafından bana gönderildi.Ayın03. 19.2004 tarihinde İstanbul Cerreahpaşada alınan ammeliyatta hayatını yitirmiştir.O günden biridir ki bir yanımı onunla yitirdim.

27 Mart 2009 3-4 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    offfffff ne bu..böyle mahvoldum... Allahtan rahmet dilerim...😅😅😅 saygılar