Başarısızlıktan Arta Kalan

Su on altı yaşında bir lise öğrencisidir. Derslerinde çok başarılı olmasının yanı sıra oldukça sosyal ve özgüven sahibi bir kızdır. Bu yönüyle öğretmenleri tarafından oldukça takdir edilir ancak Su bunları yeterli görmüyor ve diğerlerinden farklı olmak, yetenekleri olduğunu ispatlamak için birçok şiir hikâye ve resim yarışmasına katılıyordu.
Hep iyi olduğunu düşündüğü ve fark yaratabileceği etkinlikleri takip ediyor hiç birinden geri kalmıyordu fakat bunca çabaya rağmen Su istediği başarıyı bir türlü elde edemiyordu. Denediği hiçbir şeyden kayda değer bir başarısı rağmen deneme azmini kaybetmiyordu. Başarısızlıklarını unutarak yeniden deniyordu. Ona göre başarısızlığının nedeni ;yeteneğinin yarıştığı alanda olmamasıydı ve bir gün yeteneğini keşfederse çok başarılı olacağından emindi.Tek arzusu başarılı olmak kendini ispatlamaktı.
O henüz yeteneğini keşfedememişken Türkçe öğretmeni onun edebiyat alanında yeteneği olduğundan emindi. Gerek verdiği yazım ödevlerinden gerekse derslerdeki yorum ve görüşlerinden bu kanıya varmıştı. Onu yazı yazmaya teşvik etmek istiyor ve bu yönde ödevler veriyordu hep.Birgün Suyu yanına çağırdı dersten çıkarken:
-Su, bir hikaye yarışması varmış katılmak ister misin?
-Şey hocam bilemiyorum...
- Konusu da çok hoş 'Aşk ve sevgi üzerine' yazılacakmış. Ben senin yapabileceğine inanıyorum.
-Teşekkürler hocam ama ben yazabileceğimden emin değilim.
-Eserleri teslim etmek için üç hafta zamanımız var biraz dene bakalım olursa ne ala olmazsa katılmazsın olur biter.
-Peki, hocam o zaman biraz çalışayım.
-Tamam, o zaman canım hazır olduğunda getirirsin değerlendirmeye alırız.
-Peki, hocam iyi dersler.
Ağır adımlarla sınıfına döndü ve sırasına oturdu. Son katıldığı şiir yarışmasında da derece alamayınca artık pes etmişti. Deneme azmini gerçekten tam anlamıyla kaybetmişti. Denemek istemiyordu. Yazmayacaktı. Ama konuda hoştu doğrusu bu konu hakkında yazılabilecek pek çok şey bulabilirdi. Bu düşünceler kafasında dönüp durdu.Derslerden de pek bir şey anlamadı.Teneffüste atık dayanamayarak hocasının yanına gitti.
-Hocam..
-Evet canım?
-Ben korkuyorum.
-Neden?
-Yarışmaya katılmaktan. Biliyorsunuz birçok yarışmaya katıldım ama hiçbir başarım yok,belki de artık vazgeçmeliyim bilemiyorum belki de yetersizim.
-Böyle düşünecek bir şey yok henüz.Belki şimdiye dek yeterince özen göstermedin,belki tecrüben azdı,belki de kendine güvendin nasılsa yaparım dedin özen göstermedin ve başarısız oldun.Ben inanıyorum bu sefer olacak.
-Ya olmazsa hocam?
-Bak canım; hayatta pek çok kez başarısız oluruz.Pek çok şey kaybederiz.Bazıları önemsizken bazıları çok önemlidir ama öyle ya da böyle unutulur gider giden gitmiştir çünkü oysa kazandıklarımız hep hatırlanırlar.Şimdi sende kaybettiklerini unutacak ve yeniden deneyeceksin.
-Yani sizce kaybedersem kötü olmaz mı?
-Bu şekilde de düşünemeyiz çünkü kaybetmek oldukça moral bozucudur ve her kaybedişinde kendini teskin edip boş verirsen bu da çok yanlış olur. Neden dersen kaybetmeye alışmakta hoş değil.
Şimdi sen karar ver kazanmaya çalışmak mı kaybetmeye alışmak mı?
'Kazanmak' diye düşündü.
Evine gitti ve erkenden yattı. Uzun saatler boyunca düşündü hocasının sözlerini ve bu düşünceler içinde uykuya daldı. Ertesi sabah kararını vermiş olarak uyandı. Yazacaktı.
Tam iki hafta boyunca uğraştı, yazdı, sildi, değiştirdi ve sonunda istediği gibi bir şey yazabilmişti. Hocasına götürmeye karar verdi.
-Hocam ben bir şeyler yazdım. Okumak ister misiniz?
-Elbette yazabilmene sevindim gerçi ben zaten emindim.Bir sonraki teneffüs gel bende okuyup incelemiş olurum o zamana kadar canım.
-Peki hocam.
-Ertesi teneffüsü sabırsızlıkla bekledi ve zil çalar çalmaz hocasının yanına koştu.
-Hocam okudunuz mu?
-okudum canım.Düzeltilecek eksik ya da hatalı bir tarafı yok.Kurulca toplanıp diğer adayların eserlerini de inceledikten sonra yarışma merkezine fakslayacağız.
-Çok sevindim hocam her şey için teşekkürler.
-Ben bir şey yapmadım ki tatlım sadece gerçeği görmene yardımcı oldum hepsi bu.
-Yarışmanın sonuçları ne zaman açıklanacak peki hocam?
-Pazartesiye açıklanmış olur.
Perşembe ve Cuma okulda bir türlü geçmek bilmedi hafta sonu ise oldukça huysuz ve aksiydi.Artık pazartesi gününün gelmesini bekliyordu.Nihayet pazartesi geldi çattı.Sabah erkenden kalktı ve okula gitmesi gerekenden çok daha erken bi saatte gitti.Pazartesi töreni için oluşturulan sıraya da ilk giren oydu.Birden kürsüye doğru ilerlemekte olan hocasını gördü.Hocası kürsüye çıktı ve mikrofonu eline aldı.
-Sevgili arkadaşlar size sevinçli bi haber vermek için buradayım.
Çok heyecanlanmıştı bu haberin yarışmayla ilgili olmasını dilese de pek ihtimal vermiyordu.Heyecandan adeta titriyor,yanakları kalbinin damarlarına pompaladığı kanla alev alev yanıyordu.Nefes alış verişini kontrol etmeye çalışarak dinlemeye devam etti:
-Geçen Çarşamba günü okulumuzdan birkaç arkadaşımız okulumuzu temsilen bir hikaye yarışmasına katıldı.
Umudu kırılmıştı haberin diğer katılanlarla ilgili olma ihtimali onu çok tedirgin ediyordu.
-Bugün elimize ulaşan sonuçlara göre onuncu sınıflardan Su yılmaz adlı arkadaşımız bu yarışma da birinci olmuştur.
Şimdi kendisini 'Hayallerimde ki aşk' adlı hikayesini okumak ve ödülünü almak üzere kürsüye davet ediyorum.
Yaşadığı bu duygu karmaşası yüzünden şaşkına dönmüştü.Gözlerinde beliren yaşlara aldırmayarak kürsüye çıktı.Hikayesini herkese okudu ve ödülünü almak üzereyken hocası yanına geldi:
-Bazen başarısızlıktan arta kalan nasıl başarılı olacağımızı öğrenmektir.Sen öğrendin.

30 Aralık 2010 5-6 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Fevkalade bir çalışma olmuş tebrikler