Başlamamış Bir Aşkın Hikayesi - 3.Kısım
Artık bir şeyler değişmeye başlamıştı. Ama bu ani değişim İlkay'ın yüzünü güldürsede, bir şeylerin eksikliğini hissediyordu. Neredeyse 2.5 sene kendini affetirmeye çalıştığı Zeynep'le arasının böyle bir nedenden bir anda düzelmesi, beklemediği bir şeydi. Ama fark etmezdi o kadarda. Sonuçta Zeynep'le yeniden birlikteydi.
Zeynep'te mutluydu İlkay'ı tekrar kazandığı için. Her gün konuşuyorlar, buluşup bir yerlere gidiyorlar. İlkay, bildiği kadar gitarda eksiği olan Zeynep'e gitar öğretiyor. Araları günden güne iyiye gidiyor. İlkay onu her zamankinden daha fazla sevmeye başlıyordu. Ama Zeynep'in hala çekinceleri vardı. Daha önce iki kere kırılmıştı. Bir kere daha kırılırsa bu sefer İlkay'ı tamamen hayatından çıkartırdı. İlkay da en çok onu kırmaktan korkardı. İkiside birbirlerinden habersiz böyle bir çelişkiye düşmüşlerdi. Zeynep'in çekinceleri, İlkay'ın korkuları bir şeylerin başlamsına hep engeldi. Ama İlkay bu şekilde de mutluydu. Zeyneple tekrar barışmış, her günü onunla geçiyordu.
Hala kararsızdı. Bu kararsızlık onu günden güne içinden çıkılması zor bir duruma sokuyordu. Ama bu kez kararlıydı. Ona herşeyi söyleyecekti. Oturdu neler yapacağını düşündü. Her şeyi kafasında planlamıştı.
Ertesi gün için Zeynep'le konuşup buluşma ayarladı. Buluşmadan bir saat önce buluşacakları kafeye giderek garsonla konuştu. İşaret ettiğinde güller ve hazırlattırdığı ' Seni Seviyorum Zeynep ' yazılı pankart gelecekti. Herşey planlanmıştı. Zeynep buluşacakları kafeye geldi oturdular. İçecek bir şeyler alıp sohbet etmeye başladılar ve sohbet Zeynep'in İlkay'a bir çocuğun ona çıkma teklifi ettiğini ve kabul ettiğini söylemesiyle devam etti. İlkay yıkılmıştı. Tam kendini herşeye hazırlamışken bu olay onu bir anda tekrar bitirdi. Belli etmedi, biraz daha sohbet ettikten sonra lavaboya gitmek için izin istedi İlkay. Lavabo bahaneydi. Garsonun yanına giderek herşeyin iptal olduğunu söyledi. Tekrar Zeynep'in yanına giderek yerine oturdu. O sırada Zeynep'in telefonu çaldı, arayan oydu. Zeynep ona İlkay'dan bahsetmişti önceden. Napıyorsun sorusuna ' İlkay'la kafede oturuyoruz ' cevabını verdi. Murat telefona İlkay'ı istedi. Zeynep telefonu İlkay'a doğru uzatarak 'seninle konuşmak istiyor ' dedi. İlkay şaşırmıştı, elini telefona gitmedi bir an. Zorda olsa o telefonu eline alarak konuşmaya başladılar. İlkay, Murat'ıda bulundukları kafeye davet etti ve telefonu Zeynep'e verdi. Yaklaşık yarım saat sonunda Murat geldi. Tokalaştılar, oturdu. İlkay belli etmesede ona nefret dolu duygularla bakıyordu.
Konuştukça konu konuyu açtı. İlkay ona sürekli Zeynep'le ilgili sorular soruyordu. Onu yanlış bir kelime kullanmaya zorluyordu ama olmadı. O esnada konu tavla oldu ve tavla oynamaya başladılar. İlkay aklını oyuna veremiyordu. Zeynep onun bir sorunu olduğunu anladı ama bir şey demedi.
Saat 6 sularında kalktılar kafeden. Hep beraber Zeynep'i eve bırakmaya gittiler. Zeynep'i bıraktıktan sonra biraz daha sohbe edip ayrıldılar. İlkay eve geldiğinde direk odasına geçti ve sinirinden sağı solu dağıtmaya başladı. Bir türlü geçmiyordu siniri. O sırada Zeynep'ten mesaj geldi. ' Neyin vardı bugün, durgundun ' diyordu. İlkay ' bir şeyim yok, sana öyle geldi herhalde ' diyerek cevapladı. Sinirini bir türlü kontrol edemiyordu. Pencereye yöneldi, bir sigara yaktı ve ağlamaya başladı. O sırada üst kattan ' Ayrılsak Ölürüz Biz ' şarkısı yankılanıyordu. İlkay daha çok ağlamaya başladı. Arka arkaya sigara içmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra biraz kendine gelmişti. Kulaklıklarını taktı, yatağına uzandı. Dış dünyayla bütün bağlantıları kopmuştu. Öyleki telefonun çaldığını bile duymuyordu. Tam 13 kez çaldı telefon ama farkında bile değildi. O esnada bir ses dikkatini çekti. Kapı çalıyordu. Birden fırladı ve kapıya bakmaya gitti. Gelen Can'dı. Yaklaşık yarım saat çalmıştı kapıyı. Ne olduğunu sordu İlkay'a. İlkay konuşamadı, içeri çağırdı Can'ı. Can tekrarladı neyin var diye. İlkay bekle 5 dk ya geliyorum diyerek dışarıya çıktı. Köşedeki tekel bayiinden 8 bira, 70 likte votka alarak eve geri döndü. Can iyice şaşırmış ve meraklanmıştı, ' ne oldu, anlatacak mısın ' artık diye bağırdı. İlkay ise ona bu gece buradasın diyordu. İçerden bardak ve açacak getirdi. İçmeye başladılar. İçtikçe İlkay anlatıyor, anlattıkça daha kötü oluyordu. Sürekli ağlıyor, sitem ediyordu. Can onu sakinleştirmekte yetersiz kalmıştı. Ama yapabileceği başka bir şey yoktu. O da biliyordu İlkay'ın hayatında onun dışında eksik olan bir şey yoktu, hiç birşey istemiyordu Zeynep'i istediği kadar. Ama o da alıp başını bir başkasına gitmişti...