Ben Bir Defne'yim..Yüreğimde Ellerim..
Bir şeyler yazmalıyım..Sana, bana, O'na dair..evet her şey yazmaktan ibaret değil hayatta..ama yazmasa insan, nasıl duracak?..yüreğime serpiştirilen oklar, olur olmaz şaha kalkıp kapıya dayanmasa, beni yaz!, diye haykırmasa, bu kadar içten olur mu yazmalar?...bir titreşim daha aldım bugün..yüreğimin ta diplerinden..pes etme! diyen bir sesle, bir kez daha dikildim, ortasına hayatın, devrildiğim yerden...
şimdi daha iyi anlıyorum, devrik cümleleri neden bu kadar sevdiğimi..daha iyi anlıyorum, büyük harflere inat küçük harflerle başlayışımı cümlelere..cesur görünümlü insanlar hep biraz korkaktır..büyük cümleler kuranlar hep biraz çekimserdir işin arka boyutunda...istedim ki; büyük laflar etmeyeyim hayata dair..ben istedim ki; devrik yanlarımı gizlemeyeyim, dik durduğunu sananların aksine..ben zannettim ki; sevdiklerimiz bizi en çok devrik yanlarımızla severler..insanlar bizi zaaflarımıza, ağlayan yanlarımıza rağmen sever..oysa kalelerimi kaybettiğimde anladım, ilk zayıflığımda terkedildiğimi..hep sevdikçe, güvendikçe, cephelerimde yenildiğimi..ben, yenilmeyi bile kabullenmişken, özür sayılanlarla ortada bırakılışını insanların hala anlayamadım..
Bugünlerde Defne ile oturup Defne ile kalkıyor insanlar..haklı haksız bir sürü söz dolaşıyor etrafta..kimi mevtaya hürmeten susuyor, kimisi de laf üstüne laf uyduruyor..insanlar dirilerle olan meselelerini çözmüşler gibi, ölüler kısmına da el atmaktan çekinmiyorlar..O'nu savunan veya yerenler acaba dönüp kendi içlerinde ne kadar muhasebe yapabiliyorlar?..bir Defne daha gitmeden ne yapabilirim tarzında..zira ölenle ölünmez hepimizin bildiği gibi..oysa yeryüzünde Defne kadar yüzü gülen, Defne kadar mücadeleci ve Defne kadar elinden tutulmaya muhtaç binlerce milyonlarca Defne var...
ölüden bahisle diriyi anlamak daha kolay oluyor sanırım..çünkü; ölüm bizim bildiğimiz son nokta..ondan sonrası yolculuğun bize muğlak, esrarengiz kısmı başlıyor..yaşarken kimsenin aklına gelmeyenler, ölünce tüm ahların, pişmanlıkların merkezi oluyor belki bu yüzden..bir ukde olarak kalıyor gidenler..oysa hayatta olanlar zaten eldeler.."hep beklemekte, hep yedekteler"..Tıpkı öldükten sonra idrak edilen, sevgili Barşmanço, Cem Karaca, Turgut Özal, Adnan Menderes ve daha niceleri gibi, ismi şu an aklımıza gelmeyen..tabi bu noktada; "anlaşılmak için illa ölmek mi lazım?" sorusu geliyor, insanların aklına...
ben bir Defne'yim..yüreğimde ellerim..vuracaklar diye uçurtmamı, titrek ve tutuk beklemekteyim..siz konuşurken eskiyi, işte ellerinizden..yavaşça süzülmekteyim..ben sesiyim tüm Defne'lerin..geceleri inleyenlerin..işte akıyor zaman, yine bilinmeze doğru..insanlar telaş içinde, hep olanla hemdem...olacaklardan habersizken nasıl büyüsün evren?..gittikten sonra anlayacaksak, nasıl sevinsin her giden?..
ben bir Defne'yim..yaprak yaprak dökülmekteyim..ellere şifa, kendime zehir..hastalığına derman oldum herkesin, şimdi sizden bin beterim..hadi bizi seyredin..hiç usanmadan..çatık kaşlarla, hep gülmemizi bekleyin!..sonra gidince birer birer fani alemden, mevtayı pek iyi bilmezdik diye ekleyin!..hadi susmayın.bu kaçıncı Defne, elerimizle defnettiğimiz..daha kaç Defne'yi yaşarken öldüreceğiz?..
Ben bir Defne'yim..kulaç atmaktan yorgun düştü kollarım..diriyken hatırlamadınız, bari ölümümde hatırlayın ikiyüzlülüğünüzü..reyting için, nasıl manşet düştüğünüzü?..flaş flaş diye piyasaya sürüşünüzü?..yapmayın lütfen!..bu da mı sevginizden, beni gerçekten düşündüğünüzden?..öyle olsaydı böyle olur muydu ölümüm?...ansızın yüzümü toprağa sürüşüm?..
tarih neden tekerrür eder bilir misiniz?..sürekli aynı hataları işlediğimizden...biz insanları yaşarken eleriz yüreklerimizden..ölünce de süzeriz derinden derinden..sanki anlatınca bu kadar içten..mevta kalkıp yeniden gelecekmiş gibi yerinden..oysa çok geç kalmışızdır sevgi sözleri için..gideni geri döndürmek için..hep başarıya kilitlenmiş ruhlarımızla gülen bir insanı övmek için...oğlum!, kızım!... başarsan da başarmasan da sen her şeyinle benim birİcik yavrumsun diyen analar!, babalar!..haydi tutun yeni Defnelerin ellerinden..bir daha düşmesinler böyle derinden..
Calisiyorum calisiyorum ve fakat yine de dans edemiyorum.nasii olcak bilmiyorum :)..derken ne kadar da haklıydın sen!..sadece başaranların bu ütopyada var olabildiğini anlatırcasına..hep yetenekli olmak gerekiyormuş gibi.. insanların ısrarla koşullandırılışına, vurgu yaparcasına...
biz seni, çirkin bir ördek yavrusu olsan, yine severdik..ama böyle olsun istemedik..sevmeyi unutmuş yüreklerimizle, hırslarımıza kenetlendik..sen çok yaşa e mi?..işte güldürdün bizi kendi halimize..
tüm geç kalmışlığımıza rağmen biz Defne'lerden vazgeçmeyeceğiz..sana özrümüzü, yeni defneleri kazanmaya çalışarak ödeyeceğiz..çünkü biz de senin kadar ümitliyiz şimdi..senin kadar mütebessim bakıyoruz hayata, son sözlerini unutmamacasına..
"Uyumayan sehrin uyuyan akillarina ask ufleyesim var.. Belki kalbe ulasir diye yine ümidim hep ümidim"...
..................
ben bir Defne'yim..
yüreğimde ellerim..
kıracaklar diye,
kanatlarımı..
titrek ve ürkek
beklemekteyim..
mütebessim çehrem,
güneşten emanet..
bahara hasret ruhum,
ben yine de,
aşk dolu bir ümitle,
ölümüne beklemekteyim..
....................
hoşçakal Defne!..Işığın bol olsun!..Dua edenin çok!..
Hoşgeldin bahar!..taze yapraklarınla, ruhlara ıtır, gönüllere güzellik..
biz seninle yenilendik..kirli mazimize, veda ettik..
"Kısın geldigini zannederken açan güneşten daha güzel pek çok şey var Amaa bugünün birincisi güneşti"D.J.F
tek söz söylıcem şule: MÜKEMMEL..sen hep yaz emi..sen hep yaz bir duygu yüklenelim..
👍
nede güzel akmış cümlelerde yüreğiniz...kaleminize, yüreğinize sağlık... sevgiler olsun