Benim Annem Beslemeydi
"bu gerçek yaşanmış bir öykü bizzat kendi annemin hayatıdır..."
Bir haziran sabahıydı.. Kuşlar bir başka ötüyordu o gün kondukları dallarda. Bahçede oynayan küçük zeynebe bir şeyler anlatıyorlardı belki acı ötüşleriyle ama Zeynep bunu çocukluğunda verdiği oyun telaşıyla anlayamıyordu tabiî ki
Zeynebin annesi o sabah zeynebin iki kardeşini alıp avlu kapısından dönmemek üzere çıkarken. O gün yaşacaklarının bundan sonra ki yaşayacaklarına nasıl yansıyacağını bilmiyordu. İlk başlarda oyun gibi gelen bu ayrılık daha sonraları zeynebin yüreğinde tedavisi imkânsız yaralar açacaktı
Giderken annesi babasına bırakmıştı Zeynep'i diğer iki kardeşini de alarak baba evine döndü.
Annesiyle babası evliliklerinin ilk başlarından beri anlaşamıyorlardı hep huzursuzluk vardı evde.her akşam kavga ederlerdi hatta çoğu zaman kavganın konusu bile belli olmazdı onlar dışarıdaki insanlar için bile kendi kendilerine kavga edecek ortam yaratırlardı. zeynebin annesi her seferinde
?gideceğim ben babamın evine daha fazla bu sefalete dayanamıycam al çocuklarını da istemiyorum kör değilim topal değilim ben kendime doğru düzgün bir yuva kurarım derdi oysa Mehmet te o kadar sessiz uysal bir adamdı ki. Aslında hiçbir şey yoktu anlaşmamaları için tek sorun şuydu kıt kanat geçinmeye çalışıyorlardı bahçeden gelen para onları ne öldürüyor nede kalkındırıyordu ama açta kalmıyorlardı hatta köyde yaşayan diğer ailelerden bile daha şanslıydı zeynebin annesi çünkü eşinin ne içkisi ne kumarı nede hovardalığı vardı belikli zeynebin annesinin gözü biraz yükseklerdeydi. Öyle ki çocuğundan bile vazgeçecek kadar
Mehmet Efendi en son kavgalarında beklide hiç söylememesi gereken sözü söyledi En beklide bu kadın ben böyle sessizim diye bana yapmadığını bırakmıyor diye düşünürdü ve o gün -
-Zeynep burada kalacak diğerlerini al ve nereye gidiyorsan git dedi annesine, zeynebi bir başka seviyordu. Beklide annesinin ismi oluşuşundandı bir de bebekliğinden beri en uysal çocuk oydu evde. Ama yinede bu paylaşım hakkını kimse vermiyordu büyüklere Hiçbiride de diğer ayrılan anne babalar gibi sormamıştı küçük Zeynep e ayrılalım mı ne sizi mutlu eder beraberliğimiz mi yoksa ayrı yaşamamış mı en çok çocukların hakkı vardı bu beraberliklerde ama en son söz sahibi olan ya da hiç söz hakkı verilmeyen insanlar yine çocuklardı. İşte o günden sonra,
Üç yaşında bir çocuk nasıl anlarsa o da öyle anladı anne ve babasının ayrılığını. Yaşlı bir babaanne vardı evde. zeyneple o ilgileniyor annesinin eksikliğini hissettirmemek için elinden geleni yapıyordu. zeynebin i, en çok sevdiği şey saçların örülmesiydi zeynepin saçları kıvırcık olduğu için kabarıyordu örülmediğinde. Her sabah babaannesi yıkıyor saçlarını bir güzelde örüyordu onları. Kendi annesi bile evdeyken o görev hep babaannenindi. O kadar güzel tatardı ki saçlarını hiç acıtmazdı. Hatta bir serfinde babaanne hasta olduğu için annesi saçlarını taramak istememiş ama zeynebin acı çığlıklarına babaanne dayanamayıp o hasta halinle yine tarayıp o örmüştü zeynebin saçlarını
Büyük bir bahçenin içinde iki odalı bir yerde oturuyorlardı 82 yaşlarında falandı babaanne annede evden gittikten sonra bütün işler iyice ona kaldı. Babaanne evdeki işlerle ilgileniyor ama yaşlı bedeni de çok fazla izin vermiyordu bu kadar yorulmaya, zaman zaman yığılıp kalıyordu bir yerlerde bir keresinde de pazardan gelirken dizlerinin ağrısı tutmuş onu görenler zor getirmişlerdi eve ama yapacak bir şey yoktu birileri nin evdeki işleri yapması ve küçük Zeynep ile ilgilenmesi gerektiğini babaanne bildiği için çoğu zaman dua a ederdi Allaha
? Allah ım bana güç ver diye bu çocuğu eli ayağı tutana kadar bana ömür ver Zeynep te bunu duyduğu zaman babaannesine
bu aslında koca bir kitap bu okundukca ekliycem devamını